1869 yılında açılışı yapılan kanal yaklaşık 163 km uzunluğundadır. En dar yeri 300 metre olup Afrika’nın çevresinin dolaşılmasına gerek kalmadan Akdeniz’i Kızıldeniz’e ve okyanusa bağlamaktadır.
Akdeniz’in XVI. yüzyıl ortalarında kesin şekilde Osmanlı hâkimiyetine geçmesi bölgede Portekiz varlığına son vermiştir. Akdeniz’de söz sahibi olmayı kaybeden Portekiz, Hint Okyanusu’na yönelmiştir. Bu yöneliş sebebiyle de Kızıldeniz ve Hicaz sahillerinde faaliyete geçmiş hac yolcularını tehdit etmeye başlamıştır.
Portekiz’in faaliyetlerini durdurmak isteyen II. Selim Mısır Beylerbeyi'ne bir ferman göndererek Hicaz’ korumak, Hindistan’dan hac için yola çıkan Müslümanların güvenliklerini sağlamak, Hindistan’daki Müslümanları Portekiz zulmünden kurtarmak amacıyla Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayacak bir kanal yapılması için emir verir. Verilen bu emirden sonra bilmediğimiz sebeplerden dolayı proje gerçekleştirilemez.
Mısır Beylerbeyine gönderilen emir metni:
Yazıldı.
Paşa hazretlerine verildi. Fî 17 Receb, sene: 975
Mısır beğlerbeğisine hüküm ki
Bundan akdem hânedân-ı cihâd-âmâl ve dûdmân-ı gazâ-nevâlimüzden geçen ecdâd-ı izâm ve âbâ-i kirâmım nevvera'llâhü merkadehüm eyyâm-ı nusret-encâm ve evân-ı sa‘âdet-fercâmların cihâd ve gazâya sarf edüp meğârib ve meşârıkdan nice iklîmler ve memleketleri şirk [ve] dalâletden şemşîr-i zafer-te’sîrleri ile feth ve teshîr [ve] Memâlik-i Mahmiyye-i Osmâniyye'ye muzâf kılmışlar. Selâtîn-ı nâmdâr ve havâkîn-i âlî-mikdârın tefâhur ve tefâzuli hâdim-i Harameyn-i Şerîfeyn ile olup el-hamdü lillâhi Teâlâ ol sa‘âdet bana mukadder ve müyesser olup ol cevânibin ahvâl ve etvârı hüsn-i intizâm üzre olmak aksâ-yı murâdımdır. Öyle olsa; Portugal-i la‘în memâlik-i Hindûstân'a tegallüb cihetinden [boşluk]ve müstevlî olup ol cânibden ziyâret-i Harameyn-i Şerîfeyn'e gelen Müslimânlarun yolları münsedd olup andan gayri ehl-i İslâm küffâr-ı hâksâr-ı dûzeh-makâmın taht-ı hükûmetinde olmak revâ görülmeyüp Hakk Teâlâ'nın ulüvv-i inâyetine tevekkül ve Hazret-i Risâlet-penâh'ın aleyhi efdalü's-salevât mu‘cizât-ı kesîrü'l-berekâtına tevessül olunup diyâr-ı Hindûstân'un küffâr-ı hâksâr elinden istihlâsına ve Harameyn-i Şerîfeyn'in dahı etrâf ve eknâfında bazı fırka-i dâlle olup onların dahı ol cevânibden izâleleri lâzım olmağın inân-ı azîmet-i husrevânem ol taraflara munsarif kılınmağa niyyet ve azîmet olunmuşdur. Öyle olsa; ol husûs içün küllî Donanma-i Hümâyûnum ihzâr olunmak tedârik olunup Donanma-i Hümâyûnum denizden Süveys deryâsına geçmek içün bir hark kesilmek gâyet sezâ-vârdır. Buyurdum ki
Vusûl buldukda, aslâ te’hîr ve terâhî etmeyüp ol yerin tamâm ehl-i vukûf mi’mârların ve mühendislerin cem’ edüp dahı yarar âdemler koşup irsâl eyleyesin ki varup Akdeniz ile Süveys deryâsının mâbeynlerin tetebbu’ edüp ol berriyye mahallinden hark olmağa kâbil midir ve tûli ne mikdâr olur ve yanaşur kaç gemi gitmeğe kâbil hark olur; tamâm ma’lûm edinüp arz eyleyesin ki, ona göre tedâriki görülüp kesdirilüp inşâallâhü'l-azîz tamam oldukda inâyet-i Hakk celle ve alâ ile ol diyâra cihâd-ı fî-sebîlillâhi Teâlâ müyesser olup eğer Harameyn-i Şerîfeyn'in etrâfın fırka-i dâlleden tathîr ve eğer diyâr-ı Hindûstân'un küffâr-ı Portugal'dan feth ve teshîridir müyesser olup dîvân-ı a‘mâlimizde mastûr ola.
Fî 17 Receb, sene: 975 / [17 Ocak 1568]
Kaynak: Tarih Şuuru