* Edep çiçeği:
Ortasında siyah bir benek bulunan beyaz bir kır çiçeği [Halk arasında,
çiçeğin ortasındaki siyahlığın dünyâda edep ve terbiye azaldıkça
küçülmekte olduğuna ve âhir zamanda edep hayâ ortadan kalkınca çiçekte
hiç siyahlık kalmayacağına inanılır].
Edep dâhilinde: Terbiye ve ahlâk kurallarına uygun şekilde, edepli bir hal ile.
Edep erenlere: Biraz ayıp veya edep dışı bir söz kullanılacağı zaman “sözüm meclisten dışarı, hâşâ huzurdan” anlamında kullanılır: Bektâşîler’de “edep erenlere” tâbîri vardır, bu “hâşâ huzûrunuzdan, sözüm yabana” demektir. (Mâlik Aksel).
Edep erkân: Uyulması gereken usûl ve kurallar: Genç
annesinden edep erkân, ev kadınlığı ve el hüneri almış, fakat asıl
büyük annesi Zekiye Hanımefendi’nin mânevî mîrasçısı olmuştu (Sâmiha Ayverdi).
Edep etmek: Utanmak.
Edep yâhû: “Yaptığın, söylediğin edebe, terbiyeye uymuyor, kendine gel” anlamında edebe dâvet için söylenen uyarı sözü.
Edep yeri (mahalli): İnsan vücûdunda görünmesi haram ve ayıp sayılan ve örtülmesi gereken mahrem yeri, avret yeri, ut yeri.
Edebi edepsizden öğren: Edebe uygun davranmayan kimselerin hallerinden ibret al, edepsizliğin ne kadar kötü olduğunu gör de sen ona göre güzel davran.
Edebini bilmek: Haddini aşmamak, terbiyeli olmak: Edebini bildi, hiçbir oyun çıkarmadı (Kemal Tâhir’den).
Edebini bozmak: Terbiyesini bozmak, terbiyesizleşmek.
Edebini takınmak: Terbiyesizce davranmayı bırakıp edepsizlikten vazgeçmek, yola gelmek.
Edeb-i kelâm: edeb. Maksadı bayağı ve âdî sözler kullanmadan zarif ve güzel bir şekilde ifâde etme yolu:
Hz. Peygamber’in mektebe gitmemiş, hocadan okumamış olduğunu anlatmak
için Ziyâ Paşa’nın, “Bir mektebe oldu kim müdâvim / Allâh idi zâtına
muallim” beytinde edeb-i kelâma riâyet olunmuştur (Tâhirü’ll-Mevlevî).
Edebü’l-bahs: mantık. Belli bir konu üzerinde konuşulurken tutulacak yol ve kurallar, münâzara ilmi.
* Edeb-âmuz birl. sıf. (Fars. āmūz “öğreten” ile) Edep öğreten, ders veren: “Edep-âmuz bir eser.”
* Edeben zf. (edeb’in tenvinli şekli) Edep gereği, edebe uyarak: “Edeben sustu.” “Edeben önce annesinin elini öptü.”