Gönül Sabahına Doğan Ulu Sözler
Mevlâna Celaleddin Rumi
1. Bizde insan olarak aklımızı öldüren, çarmıha geren dört vasıf vardır. Onlar da; şehvet, hırs, çok istekle bulunmak, yüksek mevki peşinde koşmaktır.
2. İyilik ettiğin müddetçe görürsün ki iyi yaşamaktasın, gönlün rahat. Fakat bir kötülükte bulundun, bir fenalık ettin mi o yaşayış, o zevk gizleniverir.
3. Akıl, ecelden titrer durur. Aşk ise neşe içindedir.
4. İnsan gözdür, görüştür, gerisi ettir. İnsanın gözü neyi görüyorsa, değeri o kadardır.
Mevlana-Ağıt
5. İnsanlardan gördüğün zulümler senin huyundur. Sen kendi huyunu onların aynasında seyredersin.
6. İnsanda iki büyük nişan vardır: birincisi bilgi, ikincisi fedakarlıktır. Bazısında bilgi var, fedakarlık yok. Bazısında fedakarlık vardır, bilgi yoktur. Her ikisine de sahip olana ne mutlu.
7. Kitapsın bir ev, ruhsuz vücuttur. Size en çok yardım eden kitaplar, sizi en çok düşündüren kitaplardır.
8. Barış dalgaları kopar, gönüllerden kinleri giderir. Bunun aksine savaş dalgaları kopar, sevgileri alt üst eder.
9. İnciyi sedefin içinde ara, hüneri de sanat ehlinden iste.
10. Her ne istiyorsan kendinde ara! Senin canının içinde bir can var o canı ara! Senin dağının içinde bir hazine var o hazineyi ara! Eğer yürüyen dervişi arıyorsun onu senden dışarıda değil, kendi nefsinde ara!
11. Sen yerde olanlara mağfiret etki gökte olanda sana merhamet etsin. Sende aşağı olana acı ki, senden üstün olan sana acısın.
12. Gel, gel, ne olursan ol yine gel, ister kafir, ister Mecusi, ister puta tapan ol yine gel, bizim dergahımız ümitsizlik dergahı değildir, yüz kere tövbeni bozmuş olsan da yine gel...
14. Akıl, aşk ve can! Bu üçü üçgendir. Her derde çare, her yaraya merhemdir.
15. İnsana bütün korku içinden gelir fakat insanın aklı daima dışarıdadır.
16. Güzel sesi dinlemek aşıklara gıdadır. Çünkü güzel sesi dinlemekte kalp huzuru Allah’a vuslat zevki vardır. Gönüldeki hayaller güzel sesle gelişir, kuvvetlendirir. Hatta hayaller bu güzel sesten, bu güzel nağmeden suretlere ve şekillere bürünür. Aşk ateşi güzel seslerle kuvvet bulur, parlar, alevlenir.
17. Can konağını aramadıysan iş biliyorsun demektir; neyi arıyorsan O’sun sen.
18. Eğer müşküllerin varsa, sabırlı ol. Sabır, sevincin anahtarıdır.
19. Bir ova var. Müslümanlıktan da dışarı, kafirlikten de... Bizim de o geniş yerde bir sevdamız var. Arif, oraya vardı mı başına kor; orada ne Müslümanlığın yeri var, ne kafirliğin. Sırların gönülde kalırsa, muradın çabuk gerçekleşir. Tohum toprağa gizlenirse yeşerir.
20. Danesini sürükleyen, çekip götüren karıncayı sakın incitme. Onun da canı vardır. Can ise çok tatlı bir şeydir.
21. İyilerin tembelliği, kötülerin hakimiyetine hazırlar.
22. Cahil adamın yanında kitap gibi sessiz ol.
23. Sevgili; duyuyla idrak edilseydi, her duyu ile idrak edilene aşık olurdun.
24. Biz zamancağız şu hileyi, düzeni bırak da ölümden önce birkaç solukluk zamanda hür yaşa!
25. Sıkıntılı zamanlarında sakın ümidini kesme; çalış, hayret göster. Göreceksin ki bir gün güneşli, neşeli günler sizi kucaklayacaktır. Güçlük kolaylıkla beraberdir. Kendine gel, ümidini kesme.
26. Öfke ile istek; insanı şaşı eder, canı doğruluktan ayırır; garez geldi mi hüner örtülür, gönülden yüzlerce perde gelir de gözün önüne çekiliverir.
27. Cömertlikte ve yardım etmede akarsu gibi ol, şefkat ve merhamette güneş gibi ol, başkalarının kusurunu örtmede gece gibi ol, hiddet ve asabiyette ölü gibi ol, tevazu ve alçakgönüllülükte toprak gibi ol, hoşgörülülükte deniz gibi ol, ya olduğun gibi
görün ya göründüğün gibi ol.
28. İsteyerek her işe iki elinle sarıl, zira hayırlı işlerde istek, sana rehberdir. İster topalla, ister uyuşuk ol, ister edepsiz, yine de O’na yönel, O’nu dinle, O’na gel.
29. Yüksekliği isterdim, onu alçakgönüllülükte buldum.
30. Yüz kişinin içinde aşık, gökte yıldızlar arasında parlayan ay gibi belli olur.
31. Bu dünya, yaptıklarımızın yankılanıp yine bize döneceği bir dağdır.
32. Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok, nice elbiseler gördüm içinde insan yok.
33. Düşünce dağının yüceliğine de tek bakma; çünkü bir dalga, onu altüst ediverir!
34. Bu dünya, aklı külli bir tefekkürüdür. Akıl bir şah gibidir, suretler de onun elçileri misalidir.
35. Sağırlar çarşısında gazel atma körler çarşısında ayna satma.
36. Yavaşlık, Allah ışığıdır; çabukluk ise şeytanın dürtmesinden meydana gelir.
37. Kibirli kişi; başkalarının günahını gördüğünde, cehennem ateşi gibi alevlenir, kendinden geçer, kibirliliğini, din koruculuğu olarak algılar, kendi kötü nefsine hiç bakmaz kibri seçer.
38. Gönül her yardan bir gıda, her ilimden bir sefa bulur.
39. Can, beden kavgasından kurtulursa, beden ayağı olmaksızın gönül kanadıyla uçmaya başlar.
40. Ticarette kamil değilsen yalnız başına dükkan açma; yoğrulup kemale gelinceye dek birisinin hükmü altına gir! “Susun dinleyin!” emrini işit, sukut et.
41. Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu, dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
42. Geçinme düşüncesini kalbinde bulundurma. Sen Allah kapısında bulun, mukadder olan rıskın eksilmez.
43. Kimseden sana bir kötülük gelmesini istemiyorsan kötü söz, kötülük öğreten, kötülük düşünen olma. Her halinde salih amel içinde ol.
44. Cehalete düşmek, Allah’ın zindanına girmektir. İlme dalmak, Allah’ı sarayına gitmektir.
45. İnsanları iyi tanıyın, her insanı fena bilip kötülemeyin; her insanı da iyi bilip
övmeyin. Kendini keşfedemeyen, hayatı keşfedemez.
46. Sevgiden, tortulu bulanık sular arı-duru bir hale gelir. Sevgiden, dertler şifa bulur. Sevgiden, ölüler dirilir. Sevgiden, padişahlar kul olur. Bu sevgide bilgi neticesidir.
47. Bir kuyudan her gün toprak çeker, her gün orayı kazar, eşersen, sonunda arı-duru suya ulaşırsın.
48. Kalbi ve sözü bir olmayan kimsenin yüz dili bile olsa, o yine dilsiz sayılır.
49. Dünya seni terk etmeden sen dünyayı terk et. Dünyaya mesafeli ol.
50. Aynı dili konuşanlar değil; aynı duyguyu paylaşanlar anlaşır.
51. Kuru duayı bırak, ağaç isteyen tohum eker.
52. Vusulsüzlük, usulsüzlüktendir.
53. Kendini bilen, her an gönlünü yanılmadan kurtaran kendi sıfatlarının zatından kitap düzen ve o kitabın fihristine de ben Tanrıyım adını takan topluluğa kulum, kurbanım ben.
54. Vakit keskin bir kılıçtır. Sufi, vakit oğludur. Yarın demez, anı değerlendirir.
55. Her gün bir yerden geçmek ne iyi, her bir yerden göçmek ne güzel. Bulunmadan, donmadan akmak ne ala. Dünle beraber gitti cancağızım. Ne kadar söz varsa düne ait, şimdi yeni şeyler söylemek lazım.
56. Gönül aynası saf ve berrak olmalı ki, onun sathında görülecek akislere güzel suretleri ayırt edebilesin.
57. Tam inanç aynası kesilen kişi, kendini görse bile, Allah’ı görmüş olur.
58. Yarın kocayacak güzel değiliz biz. Biz ebedi genciz, gönlümüz rahat. Önümüz de ön, sonumuzda son yok!
59. Topluluk bizim yanımıza geliyor. Susacak olsak, incinirler. Bir şey söyleyecek olsak, onlara göre söylemek lazım geldiğinden o zaman da biz inciniriz.
Sevgide güneş gibi ol,
dostluk ve kardeşlikte
akarsu gibi ol,
hataları örtmede gece gibi ol,
tevazuda toprak gibi ol,
öfkede ölü gibi ol,
her ne olursan ol,
ya olduğun gibi görün,
ya göründüğün gibi ol.
Şu toprağa sevgiden başka bir tohum ekmeyiz
Şu tertemiz tarlaya başka bir tohum ekmeyiz biz...
"Topraktan biten güller solar gider,
gönülden biten güller daimidir"
- Ayıpsız dost arayan , dostsuz kalır..
** Nice insanlar gördüm, üzerinde elbisesi yok.
Nice elbiseler gördüm, içinde insan yok.
** Eşekten şeker esirgenmez ama eşek yaratılışı bakımından otu beğenir.
** Dert, insanı yokluğa götüren rahvan attır.
** Leş, bize göre rezildir ama, domuza,
köpeğe şekerdir, helvadır.
** Kuzgun, bağda kuzgunca bağırır. Ama bülbül,
kuzgun bağırıyor diye güzelim sesini keser mi hiç?
** Pisler, pisliklerini yapar ama
sular da temizlemeye çalışır.
** Dikenden gül bitiren, kışı da bahar haline döndürür.
Serviyi hür bir halde yücelten,
kederi de sevinç haline sokabilir.
** Nasıl olur da deniz, köpeğin ağzından pislenir,
nasıl olur da güneş üflemekle söner?
** Akıl padişahı kafesi kırdı mı,
kuşların her biri bir yöne uçar.
** Tövbe bineği, şaşılacak bir binektir. Bir solukta
aşağılık dünyadan göğe sıçrayıverir.
** Korkunç bir kurban bayramı olan kıyamet günü,
inananlara bayram günüdür, öküzlere ölüm günü.
** Kim daha güzelse kıskançlığı daha fazla olur.
Kıskançlık ateşten meydana gelir.
** Dünya tuzaktır. Yemi de istek.
İstek tuzaklarından kaçının.
** Irmak suyunu tümden içmenin imkânı yok ama
susuzluğu giderecek kadar içmemenin de imkânı yok.
** Gürzü kendine vur. Benliğini, varlığımı kır gitsin.
Çünkü bu ten gözü, kulağa tıkanmış pamuğa benzer.
** Eşeğe, katır boncuğuyla inci birdir. Zaten o eşek,
inciyle denizin varlığından da şüphe eder.
** Birisi güzel bir söz söylüyorsa bu,
dinleyenin dinlemesinden, anlamasından ileri gelir.
** Oruç tutmak güçtür, çetindir ama
Allah’ın kulu kendisinden uzaklaştırmasından,
bir derde uğratmasından daha iyidir.
** Birinin başına toprak saçsan başı yarılmaz.
Suyu başına döksen, başı kırılmaz.
Toprakla, suyla baş yarmak istiyorsan,
toprağı suya karıştırıp kerpiç yapman gerek.
** Kabuğu kırılan sedef üzüntü vermesin sana,
içinde inci vardır.
** Bilgi, sınırı olmayan bir denizdir.
Bilgi dileyense denizlere dalan bir dalgıçtır.
** Bulutlar ağlamasa yeşillikler nasıl güler?
** Bülbüllerin güzel sesleri beğenilir de bu yüzden kafes çeker onları. Ama kuzgunla baykuşu kim kor kafese?
** Meyve ekşi bile olsa, olmadıkça ona ham derler.
** Her dil, gönlün perdesidir.
Perde kımıldadı mı, sırlara ulaşılır.
** Âşıkların gönüllerinin yanışıyla gözyaşları
olmasaydı, dünyada su da olmazdı, ateş de.
** İki parmağının ucunu gözüne koy. Bir şey
görebiliyor musun dünyadan? Sen göremiyorsun
diye bu âlem yok değildir.
** A kardeş, keskin kılıcın üzerine atılmadasın,
tövbe ve kulluk kalkanını almadan gitme.
** O dağa bir kuş kondu, sonra da uçup gitti.
Bak da gör, o dağda ne bir fazlalık var ne bir eksilme.
** Altın ne oluyor, can ne oluyor, inci, mercan da
nedir bir sevgiye harcanmadıktan,
bir sevgiliye feda edilmedikten sonra.
** Gördün ya beni gamdan başka kimse hatırlamıyor,
gama binlerce defa aferin.
** Nefsin, üzüm ve hurma gibi
tatlı şeylerin sarhoşu oldukça,
ruhunun üzüm salkımını görebilir misin ki?