Abdullah : Allah'ın kulu. * Bu isim Resul-i Ekrem Aleyhissalâtü Vesselâmın mübarek ve şerefli isimlerindendir. Çünkü, Allah'a itaat ve ibadette, kulluk yapmada devamlı ve en ileride olup bütün ömürlerinde Cenab-ı Hakka maddi manevi bütün hâlâtında itaatttan ayrılmamıştır (A.S.M.). Hem muhterem babasının adı da Abdullah'tır.
Abbas : Arslan, gazanfer. Sert, çatık kaşlı kimse.
Resul-i Ekrem Aleyhissalâtu Vesselâmın amcalarındandır ve Mekke'nin fethinde Müslüman olmuştur. * Arslan, gazanfer.
Abdi : Kulluk ve itaat eden.
Abdurrahman : Rahman'ın kulu. rahman; dünyada her canlıya, mü'min-kafir ayırt etmeksizin herkese merhamet eden. Allah'ın isimlerindendir. abdurrahman ibn avf: sahabedendir.
Abdülaziz : Büyük ve aziz olan, izzet ve şeref sahibi Allah’ın kulu. (bkz. aziz). Aziz Allah’ın isimlerindendir. - Sultan Abdülaziz:
Osmanlı padişahının adı.
Abdülbaki : Sonsuz, ebedi olan Allah'ın kulu.
Abdülbari : Yaratan, yaratıcı Allah’ın kulu. bari ismi, Allah’ın isimlerindendir. "abd" eki almadan kullanılmaz.
Abdülbasıt : Genişlik, ferahlık ve kolaylık verici olan Allah’ın kulu. - Allah’ın isimlerinden
Abdülbedi : Bedi olan Allah’ın kulu. elBedi Allah’ın isimlerindendir. El Bedi - Hayret verici şekilde alemleri yokdan var eden Allah.
Abdülcelal : Celal olan Allah’ın kulu,
El-Celal : Büyüklük, Ululuk Azamet. Hiddet.
Abdülcelil : Celil olan Allah’ın kulu.
Büyük, Ulu, Yüce Allah'ın Kulu.
Abdülcemal : Güzellikleri kendinde toplayan Allah’ın kulu.
Abdülfettah : Zafer kazanmış, üstün gelmiş, fetheden-açan, kullarının kapalı-müşkül işlerini açan Allah’ın kulu. Fettah, Allah'ın isimlerindendir.
Abdülgaffar : Kullarının günahlarını affeden Allah’ın kulu. Gaffar AAllah'ın isimlerindendir. "abd" takısı almadan kullanılmaz.
Abdülgani : Zengin, varlıklı, bol, doygun olan Allah’ın kulu.- Allah’ın isimlerinden
Abdülhadi : Hidayet eden, doğru yolu gösteren Allah’ın kulu. Hadi, Allah’ın isimlerinden
Abdülhak : Hak ve gerçek olan, varlığı hiç değişmeden duran Allah’ın kulu. - Hak, esmau’l-hüsna’dandır.
Abdülhakim : Her şeye hükmeden Allah’ın kulu. Hakim, Allah’ın isimlerindendir. "abd" eki almadan kullanılmaz.
Abdülhalim : Yumuşak huylu, hikmetli Allah’ın kulu. Halim, Allah'ın isimlerindendir.
Abdülhamid : Hamd olunmuş, övülmüş, bütün varlığın diliyle övülmüş Allah’ın kulu. Hamid; Allah’ın isimlerindendir.
Abdülkadir : Bitmez tükenmez kuvvet sahibi olan, her şeyi yapmaya gücü yeten Allah’ın kulu. Kadir; Allah’ın isimlerindendir.
Abdülkerim : Keremi bol, cömert olan aziz ve celil Allah’ın kulu. Kerim; Allah’ın isimlerindendir.
Abdüllatif : Latif, güzel, yumuşak, hoş, nazik olan bütün olayların ve eşyanın inceliklerini bilen Allah’ın kulu. - el-latif; Allah’ın isimlerindendi.
Abdülmecid : Şanı büyük ve yüksek olan, şan ve onur sahibi yüce Allah’ın kulu. Mecid kelimesi Allah’ın 99 isminden biridir.
Abdürrahim : Merhametli, esirgeyen, koruyan, acıyan, ahirette mümin kullarına merhamet eden Allah’ın kulu.- er-Rahim, Allah’ın isimlerindendir.
Abdürrauf : Çok lütuf, şefkat ve rahmet eden, onları belli nimetlerle dengeli yaşatan, seviyelendiren Allah’ın kulu.
Abdüssamed : Kimseye hiçbir şeye muhtaç olmayan, Allah’ın kulu. - samed, Allah’ın isimlerindendir. "abd" takısı almadan kullanılmaz. türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
Abdüsselam : Barış, rahatlık, selamete çıkaran, selam eden, zevalsiz ebedi olan Allah’ın kulu. Es-Selam kelimesi, Allah’ın isimlerindendir. "abd" takısı almadan kullanılamaz.
Abdüssettar : Günahları örten, gizleyen Allah’ın kulu.
Abidin : İbadet edenler - Zeyne’l-Abidin’den kısaltma isim ad. zeynelabidin: Hz. Ali'nin torunlarından biri, Zeynel Abidin, ibadet edenlerin ziyneti.
Abuziddin : Din yolunda çabuk, hızlı giden.
Adem : İnsan, insanoğlu, adam. Yokluk, hiçlik, ölüm. İlk yaratılan insan ve ilk peygamber.
Adil : Adaletle iş gören, adaletten, haktan ayrılmayan, hakkı yerine getiren, adaletli. Hakka uygun, haklı, eşit, eşitliğe uygun, hakkaniyetli. Eş, denk, akran, benzeri. Ölçüde, miktarda eşit olan.
Adnan : Cennette ölümsüzlüğe kavuşan kimse. Bir yere yerleşip ikamet eden, mukim.
Ahmed – Ahmet : Çok, en çok övülmüş, methedilmiş. Kur'an-ı Kerim'de Saf suresinin 6. ayetinde: Hz. İsa, İsrailoğullarına: "...adı Ahmed olan peygamberi de müjdeleyici olarak geldim" şeklinde geçen isimlendirme ile peygamberimizin isimlerinden birisi olarak anıldı ve kullanılmaya başlandı. Türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır. Ahmed-i Muhtar, Hz. Muhammed (s.a.s.).
Ahsen : Daha güzel, çok güzel, en güzel. erkek ve kadın adı olarak kullanılır. Ahsen-i takvim: en güzel şekil. Kur'an-ı Kerim'in Tin suresinin 4. ayetinde insanın ahsen-i takvim üzere yaratıldığı beyan buyurulmaktadır. Ahsen kelimesi, Kur’an’da 16 yerde zikredilmiştir.
Akif : Bir şeyde sebat eden.
İbadet eden, ibadet maksadıyla mübarek bir yere çekilen, i'tikafa giren. Dünya işlerinden uzaklaşıp, ibadet için Allah'a yönelen.
Alaeddin : Dini yüceltmek için din uğruna çalışan kimse. Alaaddin Keykubad (1192-1237) Anadolu Selçuklu sultanı. Türk dil kuralları açısından "d/t" olarak kullanılır.
Ali : Yüce, ulu, yüksek.
Hz. Ali: Ebu Talib’in oğlu. Peygamberimizin amcazadesi ve kızı Fatma (r.anha)'nın kocası. dördüncü halife.
Alim : Bilen, bilgili. * Çok şey bilen. * Çok okumuş, bilgiç. * İlim ile uğraşan. Hoca.
Ammar : Memur eden. Bayındırlaştıran.
Ammar b. Yasir. Sahabeden. İlk müslüman olanlardandır. Çok işkence gördü. Habeşistan’a hicret etti. Annesi ilk İslam şehidcsi Sümeyye (r. anha)’dir.
Arif : Çok irfanlı, çok tanınmış, meşhur âlim. * Bir işten iyi anlayan. Aanlayışlı, sezgili, kavrayışlı.
Asfa : Çok saf, en temiz, halis.
Asım : Kendisini günahlardan men'edip pâk ve ismetli tutan, koruyan, men'eden. İffetli, afif, ismetli, perhizkar. Asım b. Umeyr: (749). İslam komutanlarından. Maveraünnehir fethine katıldı ve yiğitliğiyle ün saldı.
Ataullah : Allah’ın bağışladığı, hediye ettiği, ihsanı, lütfü. Ataullah Efendi. (Arapzade). Osmanlı Şeyhülislamı (1719-1785) Şam, Mekke, İstanbul kadılıklarında bulundu.
Avni : Yardımla ilgili, yardıma ait. Fatih Sultan Mehmed'in şiirde kullandığı mahlas.
Avnullah : Allah'ın yardımı.
Azameddin : Dinin ululuğu, emaneti. - türk dil kuralı açısından "d/t" olarak kullanılır.
Bahadır : Cesur, yiğit, kahraman, atak.
Bahadırhan : Cesur, yiğit, kahraman, atak olan han.
Bahaeddin-Bahaddin :
Bahtiyar : Mesud, mutlu. bahtiyar
Barbaros : Kırmızı sakal. Baba Oruç. Türk denizci kaptan-ı derya. Oruç Gazi'nin İtalyanlarca meşhur olan ismi. Kanuni döneminde yaşayan ünlü denizci. Barbaros Hayrettin olarak bilinmektedir.
Basri : Gören, görme ile ilgili, görebilmek. Basralı, Basra şehrinde oturan. Hasan'ı Basri'ye izafeten kullanılmıştır.
Bayram : Mübarek günler.
Bedir : Olgun, tamam, kâmil . Ayın ondördü. Dolunay. Bedir Savaşı, Müslümanlar ve Kureyşli müşrikler arasında 13 Mart 624 tarihinde yapılmış olan ilk savaştır. Bedir, Medine'nin 120 km güneybatısında kalan, Kızıldeniz'e 20 km mesafede bir kasabadır.
Bedirhan : İleri görüşlü, Aydın lider. Kamil han.
Bedreddin : Dinin nuru, ışığı. Dinin aydınlığı, dinde bilgelik.
Bedri : Bedr'e ait ve Bedir’le alâkalı. İçi altın dolu kese. Ay'la ilgili, ayın ondördü gibi güzel.
Behçet : Sevinç. Güzellik, güleryüzlülük. Şirinlik.
Behlül : Çok gülen, çok gülücü. * Hayır sahibi, çok iyi adam. * Hârun-ür Reşid'in kardeşinin adı olup (Behlül-i Dana) meczûbâne ve hikmetli hareketleriyle meşhur olmuştur.
Bekir : Sabahları erken kalkmayı alışkanlık edinen kimse, bakir.
Bera : Fazilet. Seçkin olma vasfı.
Olgunluk. el-Bera' b. Azib: ashabdandır. (küfe-691). bedir gazası dışında bütün savaşlara katıldı. Rey ve Kazvin'i fethetti.
Berat : Nişan, ayrıcalık fermanı. İmtiyaz ve taltif için verilen resmi kâğıt.
Beşir : Müjdeli haber veren. Müjde getiren. * Güler yüzlü. Hub. Cemil. * Peygamberimiz Hz. Muhammed'in (A.S.M.) bir vasfı.
Beyzade : Bey oğlu. Babası reis veya âmir olan. * Soylu, asil, necib. Osmanlı Sultanlarının oğulları.
Bilal : Siyah ve beyaz, yâni kara ile ak olmak. Bilal b. Raba: İslamın ilk müezzini, Habeş asıllı olup İslamı köle olarak ilk kabul edenlerden birisidir.
Burak : Peygamberimizin miraçta bindiği binek.
Burhan : Kanıt, delil hüccet.
Hakkı batıldan, doğruyu yanlıştan ayıran delil. İlahi aydınlık.
Burhaneddin : Dinin delili.
Bülent : Yüce yüksek, âla, ulu.
Bünyamin : Yakup peygamberin en küçük oğlu. İbranice Sözcük anlamı: Sağ elin oğlu
Cabir : Galib gelen. Aziz ve kavi olan. Allah'ın hükümlerini uygulamada güç kullanan.
Cafer : Küçük akarsı. çay. Cafer b. Muhammed: lakabı es-sadık olup Muhammed b. el-Bakır'ın yerine imamete geçmiştir. Cafer-i Tayyar: hz. alinin kardeşi olup, Mute savaşında bayrak tutarken iki elini de kaybederek şehid olmuştur. bugün Mute civarında kabri bulunmaktadır.
Cahid – Cahit : Mânen, kavlen, kalemen ve maddeten cihad eden. Mücâhid olan. Din düşmanı ile elinden geldiği kadar mânen, kavlen, kalemen ve maddeten cenkeden, vuruşan. Mümkün olduğu kadar gayretle çalışan. Kur'an ve İman hakikatlarının neşrinde çalışmak suretiyle mücahede eden.
Carullah : Allah’a yakın. Allah dostu. Carullah Zemahşeri: müfessir, alim.
Cavid : Çok ihsan eden. Çok cömert.
Celal : Büyüklük, ululuk azamet.
Celaleddin : Dini savunan. Dinin ululadığı, övdüğü.
Cemal : Yüz güzelliği, zahiri ve batıni güzellik. Allah'ın rahmetle tecellisi. Allah'ın lütuf, ihsan, rıza sıfatlarının karşılığı.
Cemaleddin : Dinin Cemali, dinin parlak yüzü.
Cemali : Güzellikle ilgili.
Cemil : Güzel erkek. İyilikle anma.
Cevad : Çok çok ihsan eden. Çok cömert. Dil Kurumuna uygun olarak "d/t" ye dönüştürülür ve Cevat olarak da kullanılır.
Cevahir : Cevherler. Çok kıymet verilen ve az bulunan şeyler, çok kıymetli mâden veya taşlar.
Cevdet : İyilik. Güzellik. Kusursuzluk. * Bir kimsenin, başkasının işini güzelce ve kusursuz olarak yapması.
Ceyhun : Orta Asya'da Amu-Derya'ya Arap ve Farslıların vermiş olduğu ad. Tevrat'a göre cennetin 4 nehrinden biri.
Cihad : İslam uğrunda çalışma. cihad müslümanlara farz kılınmıştır. mallarıyla, canlarıyla savaşan mü'minler övüldüğü gibi, bu mücadele uğruna canını veren kişi şehidlik makamıyla yüceltilip taltif edilmişlerdir. Kur'an'da defalarca tekrarlanan bir emirdir. - dil kuralına uygun olarak "d/t" olarak kullanılmaktadır.
Cihangir : Dünyaya egemen olan, dünyayı zabteden kimse. Fatih. Osmanlı şehzadelerinin ortak adıdır.
Cumali : Cuma günü doğan.
Cüneyd : Küçük asker, askercik. Cüneyd-i Bağdadi: ünlü mutasavvıf.
Davud : Kendisine kitap olarak Zebur'un gönderildiği büyük peygamberlerden biri.
Derviş : Alçakgönüllülüğü ve yoksulluğu kabul eden veya bir tarikata bağlı bulunan kimse. Mâneviyâtla gönlü zengin olan fakir.
Dilaver : Yiğit, yürekli.
Dindar : Dinî kaidelere hakkıyla riayet eden, dininin emirlerini yerine getiren, mütedeyyin.
Ebrar : Hayır sahipleri. İyiler, dindarlar, özü sözü doğru olanlar. Şeş ebrar: Altı hayır sahibi; Hz. Ebu bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan, Hz. Hüseyin.
Ebuzer : Altın sahibi, servet ve zenginlik sahibi.
Edebali : Osman Gazi'nin kayınpederi ve hocası. Osmanlı imparatorluğunun kuruluşunda önemli bir rolü oldu.
Edip : Edepli, terbiyeli, zarif, nazik. Edebiyatla uğraşan kimse.
Efdal : Daha faziletli, daha lâyık, daha iyi.
Ekmeleddin : Dinin en olgunu, dinin en olgunlaştırdığı isim.
Ekrem : Daha kerim, en kerim.
Çok şeref sahibi, pek cömert, çok eli açık. Ekremü'l Ekremin: Cenab-ı Hak. (Alak Suresi: 3 ).
Emin : Kalbinde korku ve endişesi olmayıp rahatta olan. Korkusuz. * Kendisinden korkulmayan. * Kendine inanılan. İtimat edilen. * İnanan, güvenen. * Çok iyi bilen, şüphe etmeyen.
Emir : Bir kavmin, bir şehrin başı. Büyük bir hanedana mensup kimse.
Emre : Beyaz gözlü. Aşık. mübtela. vurgun.
Emreddin : Dinin emrettiği.
Emrullah : Allah'ın emri.
Ender : Çok az bulunur, pek nadir. İçinde. Derununda dahilinde.
Enes : Üns mânasına kullanılır ve vahşetin zıddıdır. İnsan. Enes b. Malik: (Basra 709). Rasûlullah (s.a.s.)'den çok hadis nakleden sahabelerdendir. Hicretten sonra annesi onu, 10 yaşındayken Rasûlullah (s.a.s.)'ın hizmetine vermiştir. Rasûlullah (s.a.s.)'ın vefatına kadar yanında kalmıştır. 97-107 yaşına kadar yaşadığı rivayet edilmektedir.
Enis : Dost arkadaş. Yar, sevgili.
Ensar : Yardımcılar, muavinler, müdafiler, koruyucular. Mekkeli muhacirlere yardım eden, Medineli müslümanlara verilen ad.
Ensarullah : Allah yolunda Rasûlullah (s.a.s.)'a yardım edenler.
Enver : En nurlu, daha nurlu, çok parlak.
Ercüment : Muhterem, şerefli, itibarlı, haysiyetli, seçkin, saygın, değerli.
Erdem : İnsanın ruhi olgunluğu. Ahlakın övdüğü iyilikçilik, yiğitlik, alçakgönüllülük, doğruluk gibi niteliklerin genel adı, fazilet.
Erdin : Amacına ulaşan, erişen. Olgunlaşmış erkek. Dinin eri.
Eren : Yetişen, ulaşan, vasıl olan. Benliğinden sıyrılmış, öz varlığından geçmiş, kendini Allah’a adamış, ermiş, evliya, veli.
Ergün : Yumuşak huylu, uysal kimse. Sulu kar, sulu saf kar.
Erhan : İyi, adaletli hükümdar.
Erol : Erkek ol. "Er" ve "ol" kelimelerinden birleşik isim.
Ertuğrul : Dürüst, doğru, yiğit. Ertuğrul Gazi: Osmanlı hanedanının kurucusu. Osman Bey'in babası.
Esad (Esat) : Oldukça mutlu, daha saadetli. Çok hayırlı. Esad b. Zürare: sahabedendir. Akabe bey'atından önce müslüman oldu. Akabe bey'atlarında hazır bulundu. Medine'ye İslamı ilk tebliğ eden sahabidir. Hicretin ıı. yılında şevval ayında (Bedir öncesi) vefat elti.
Esedullah Allah'ın arslanı. * Hz. Ali'nin (R.A.) bir nâmı, lâkabı.
Eşref : Çok onurlu, çok şerefli, daha şerefli.
Ethem : Karayağız at. İbrahim Edhem: İslam tarihinde meşhur sofilerden.
Eyüp : Sabırlı. Dönen, pişman olan, günahlarına tevbe eden demektir. Kur'an'da adı geçen peygamberlerden. Güzel sabır sahibi. Allah'ın imtihanına güzellikle sabredip mükafat ve ihsana ulaşmıştır.
Fahreddin : Dinin övdüğü, diniyle övünen. Dinin seçkini.
Fahri : Karşılıksız olarak. Parasız olarak. * İftiharla. Övünerek. Onursal
Faik : Üstün, üstünde. Diğerinden daha değerli ve üstün. Her şeyin güzide ve a'lâsı. Âli. * Başın boyun ile bitiştiği yer.
Faruk : Hak ile bâtılı birbirinden ayıran. Haklıyı haksızı ayırmakta çok mâhir olan. (Hak ile bâtılı birbirinden tam ayırarak İslâmiyeti kabul ettiği ve islâm nurunu izhar ettiği ve imân ve küfrün arasını fark ve faslettiği için Hz. Peygamber (A.S.M.) tarafından Hz. Ömer'e (R.A.) bu isim verilmiştir.)
Fatih : Fetheden, açan,. Teşhir eden, zapteden.
Fazıl : (Fâdıl) Fazilet sâhibi. Üstün kimse.
Fazlı : Değer, üstünlük, iyilik, fazilet, lütuf. Fazla, ziyade, artık, baki. İki sayının birbirinden olan farkları. İlim ve irfan sahibi.
Fazlullah : Allah'ın fazlı, erdemi, lütfü.
Fehim : Zeki, anlayışlı, pek çok anlayan.
Fehmi : Fehme mensup, fehim ile ilgili
Ferhan : Ferahlı. Sevinçli. Şâdan. Mesrur. Rahat.
Ferhat : Sevinç, neşe. Anadolu kültüründe Ferhad ve Şirin adıyla meşhur olan eski bir hikayenin erkek kahramanı olup Şirin'in aşıkıdır.
Feridüddin : Dinin feridi, tek, eşsiz, kıyas kabul etmez kimse.
Fethi : Fetih ile alâkalı. Fethe âit. * Ferahlık verici. Fethe mensup. Fetih hakkında yazılan kaside.
Fethullah : Dinin açılması. Yaşamaya başlamak. Allah'ın nusreti.
Fettah : En iyi, en çok fetheden. Zafer kazanmış, üstün gelmiş. Darlıktan kurtaran. Her şeyi en iyi cihetten açan. Her şeyi açan.
Fevzi : Kurtuluşa, fevze âit ve müteallik. Zafere ait. Galip gelen, üstün olan.
Feyyaz : Çok feyz veren. Çok bereket ve bolluk veren.
Feyzi : Bolluk ve berekete ait ve müteallik. Feyze mensub.
Feyzullah : Allah'ın (cc) feyzi, bolluğu, bereketi.
Fırat : Tatlı su. Ön Asya'nın en büyük nehridir. Diyadin civarında çıkar, Anadolu'nun doğu taraflarına kadar gelip Mezopotamya'yı dolaştıktan sonra Irak'ta Dicle ile birleşerek Basra Körfezi'ne dökülür.
Fuat : Kalb, gönül, yürek.
Furkan : "Hak ile bâtılı birbirinden ayıran. İyi ile kötüyü, doğru ile yanlışı farkedip ayıran. * Kur'an-ı Kerim. * Kur'an-ı Kerim'in 25. suresinin ismi.(Furkan; ayırmak, ayırd etmek mânalarından masdardır.
Galib – Galip : Üstün. Yenen. Mağlub eden. Muzaffer.
Gavseddin : Dinde gavs olan. Medet istemek. * Yardım edici. Medet verici.
Gazi : Gaza eden. Cihadda yaralanmış veya harbetmiş olan kimse. Harpte ordunun başına geçen kumandan. Muzaffer olan ve harpten sağ dönen.
Gıyaseddin : Dinin yayılması için yardımı dokunan zat.
Güven : Kendine, değerlerine inanmaktan kaynaklanan yüreklilik. Birine inanma ve bağlanma duygusu, °itimat.
Habip : Sevgili. Seven, dost.
Hafız : Kur'ân-ı Kerim'i tamamen ezbere okuyan. İnsana haddini bildiren. Rahatta olan.
Hakkı : Doğruluk ve insaf sahibi. Bir insana ait olan şey. Dava, iddiada hakikate uygunluk. Emek. Pay, hisse. Layık, münasip.
Halid – Halit : Sonsuz, Daim, Ebedi. Bir Yıldan Çok Yaşayan. Buz. Kırağı. Dolu.
Halil : Samimi dost. Sâdık dost.
Halim : Yumuşak huylu. Hoş muamele yapan.
Halis : Hilesiz. Katıksız. Saf. Duru. Saffetli. * Pek beyaz. * Evvelce karışık iken kusuru zâil olan. * Her ameli, yalnız Allah rızası için işleyen.
Haluk : İyi huylu. Güzel ahlâklı. İslâma yakışır ahlâkta olan. İnsâniyyetli.
Hamdi : Allah'a Şükretmek. Şükreden, Şükredici.
Hamdullah : Allah'ın Övgüsü.
Hami : Himaye edici, koruyucu.
Hamid : Cenab-ı Hakk'a hamd ü sena eden. Allah'a şükreden. * Hz. Peygamber'in (A.S.M.) isimlerindendir.
Hamza : İstemek. Arzu etmek. heybetli, azametli demektir. Hz. Peygamber'in amcası, Mekke döneminde Müslüman olmuş, Uhud Savaşı'nda Vahşi tarafından şehid edilmiştir.
Hanefi : Ebu Hanife'nin mezhebinden olan. Hanefi mezhebine mensup kişi. Doğruluk, istikamet.
Haris : Muhafız. Bekçi. Gözcü. Himaye eden. Bekleyen.
Harun : Musa aleyhisselâmın kardeşi olan peygamber. Yerinde duran
Hasan : Güzellik, iyilik,(hüsn) sahibi olmak. Peygamber Efendimizin büyük torunu.
Hasib : Cömert kimse. Hayır sahibi ve eli açık adam. * Bolluk yer, ucuzluk. Değerli, itibarlı, soyu temiz, muhterem, saygın, şahsi meziyet sahibi.
Haşim : Haşmetli, gösterişli, muhteşem.
Hatib – Hatip : Hitâb eden. Söz söyleyen. Cemaate, topluluğa karşı güzel söz söyleyen kimse. Câmide Müslümanlara dini nasihatlar ve güzel sözlerle hitâbeden vazifeli zat.
Hayreddin : Dinin hayırlı eylediği mübarek kıldığı insan.
Hayri : Hayra âit. Hayırla alâkadar.
Hayrullah : Allah'ın hayırlı ettiği erkek.
Hıfzullah : Allah'ın koruması, saklaması.
Hızır : Yeşil. yeşillik. Kehf suresinde 60-81. ayetlerde bahsi geçen ve Hz. Musa'nın onunla buluşarak imtihan olunduğu şahsın müfessirlerin ekseriyetinin üzerinde ittifakla durdukları ismi. Hızır hakkında çok çeşitli rivayetler vardır.
Hidayet : Doğruluk. İslâmlık. Hakkı hak, bâtılı da bâtıl olarak görüp doğru yola girmek. Dalâletten ve bâtıl yoldan uzaklaşmak.
Hikmet : İnsanın, mevcudatın hakikatlerini bilip hayırlı işleri yapmak sıfatı. Hakîmlik. Eşyanın ahvâlinden, hârici ve bâtini keyfiyetlerinden bahseden ilim. (Buna İlm-i Hikmet deniyor) * Herkesin bilmediği gizli sebeb. Kâinattaki ve yaradılıştaki İlâhî gaye. * Ahlâka ve hakikata faydalı kısa söz. * Sır. * Bilinmeyen nokta.
Hilmi : Yumuşak huylu, sakin tabiatlı.
Hulki : Yaradılışla ilgili, yaradılıştan gelen. İyi ahlaklı, iyi huylu.
Hulusi : Samimi, candan. Hâlis ve içi temiz olan.
Huzeyfe : Sır tutan. Çömlekçi çırağı Peygamber Efendimiz(sav) 'in en yakın bir sırdaşı. Bir Sahabe ismidir. Sır tutan. Çömlekçi çırağı
Hüdai : Allah'a Mensup, Allah'ın Yarattığı.
Hüsameddin : Dinin keskin kılıcı.
Mevlana'nın halifesi olan Hüsameddin Çelebi, Mevlana'nın Mesnevi'yi dikte ettirdiği kişidir.
Hüseyin : İki kere güzel. Çok güzel. Küçük sevgili. Hz. Muhammed (s.a.s.)'in torunu, Hz. Ali'nin küçük oğlu.
Hüsnü : Güzelliğe Ait, Güzellikle İlgili. Çok güzel.
Hüsrev : Padişah, hükümdar, sultan.
Hüsrev ve Şirin hikayesinin erkek kahramanı.
İbrahim : İnananların babası.Hakların babası.Kur'an'da ismi geçen İbrahim (as) peygamber.
İdris : meyvesi hoş kokulu, kerestesi güzel bir kiraz türü. İlim ve fende ileri seviyede olan anlamında. İdris Peygamber. İlk kez giysi dikip giydiği için terzilerin, ilk kez kalem kullandığı için yazarların piri sayılmaktadır.
İhsan : İyilik, lütuf, bağışlamak. * Sahilik etmek, cömertlik yapmak. * Allah'ı görür gibi ibadet etmek. * Güzel bilmek. Güzel eylemek.
İkbal : Bir şeye yönelmek. Teveccüh etmek. Reddetmeyip kabul etmek. Bir şeyi birinin önüne götürmek. Baht açıklığı. Talih. Refah. Talih, baht; işlerin yolunda gitmesi; mutlu olma; gözde olma.
İkram : Ağırlamak. Hürmet etmek. Saygı göstermek. * İltifat olarak bir şeyler vermek. * Bağış.
İlhami : İlham ile elde edilen ve nâil olunan. İlham ile alâkalı.
İlhan : Moğol hükümdarlarına verilen unvan. Bir ilhanlığın başında bulunan hükümdar, imparator.
İlyas : Kuranda adı geçen bir peygamber. Mersin ağacı.
İrfan : Bilmek, anlayış, tecrübe ve zekâdan ileri gelen zihnî kemal.
İsa : Allah'ın yargılaması, mağrifeti. Dört büyük peygamberden biri. Dört büyük kitaptan İncil'in kendisine gönderildiği, firavunlarla verdiği muhteşem mücadeleyle bilinen büyük peygamber. Kur'an'da 25 yerde ismi geçmektedir.
İshak : Güleryüzlü. Hz. ibrahim'in 2 oğlundan biri olan ve Yakub (a.s.)'un babası. Peygamberdir. Kur'an'da 17 yerde ismi geçen peygamberlerdendir.
İsmail : Allah'ın İşi. İbrahim Peygamberin oğlunun adı. ibrahim (a.s.) o'nu allah'a kurban olarak adamış ve sözünde durmak için harekete geçmiştir fakat Allah (c.c.) O'nu son anda Cebrail aracılığıyla durdurmuş ve bu imtihanı kazandığını bildirmiştir. İsmail (a.s.) Kur'an'da ismi geçen peygamberlerdendir ve babasıyla beraber kabe'yi inşa etmişlerdir.
İsmet : Günahsızlık, mâsumluk. Günahlardan kaçınmak melekesine sâhib olmak. Suçsuzluk. * Peygamberlik vasıflarından birisidir. Peygamberler (A.S.), hiç bir zaman gizli, âşikâr herhangi bir ma'siyete yaklaşmazlar; bütün kusur ve hatâlardan ve şâibelerden müberrâdırlar.
İsra : Yürütmek, göndermek. Gece seferi yapmak. hz. peygamberin miraç gecesi. Kur'an-ı Kerim'in 17. suresi.
İzzeddin : Dinin kıymeti, kudret, ulviyeti. asıl şekli "izzü'ddin"dir
İzzet : Değer, kıymet. Bir kimse zelil iken kavi ve kudret sahibi olmak. Ziyâdelik ve üstünlük.
Kadir : Bir işi yapmaya gücü yeten. değer, kıymet, itibar.
Kadri : Değer, itibar. Onur, şeref, haysiyet, meziyet. Rütbe, derece.
Kamil – Kâmil : Kemale ermiş olgun. Yaşını başını almış terbiyeli, görgülü. Alim, bilgin, geniş bilgili.
Kamuran : Kâm sürücü, süren, arzusuna isteğine kavuşmuş mutlu. Arzusuna erişen, bahtiyar, mutlu.
Kani : Kanaat eden, inanmış. İkna olmuş.
Kasım : Taksim eden, ayıran bölen. Kasım b. Muhammed (s.a.): Hz. Muhammed (s.a.s.)'in küçük yaşta vefat eden oğlunun ismi.
Kazım : Öfkesini yenen, meydana vurmayan.
Kemal : Kâmillik, olgunluk. Olgunlaşma. Erginlik. Bütün güzel sıfatlarla muttasıf olmak. Fazilet.
Kemaleddin : Din'de olgunluğa eren, dinin son derecesi. Din bilgisi kuvvetli.
Kerameddin : Kerem bağış ihsan lütuf sahibi. Dinde üstün mertebelere ulaşan. Keramet sahibi derviş veli.
Kerem : İzzet, şeref. Asalet, asillik, soyluluk. Cömertlik, el açıklığı lütuf, bağış, bahşiş.
Kerim : Kerem sahibi, cömert, verimcil. Ulu, büyük. Lütfü, ihsanı bol, ihsan yönünden ulu.
Kıyas : Bir şeyi başka şeye benzeterek hüküm verme. Karşılaştırma, örnekseme.
Kuddusi : Kuddus olan allah'ın nimetine mazhar olan. Cenab-ı Hakk'ın Kuddus sıfatına dair ve müteallik.
Kudret : Kuvvet, Takat, güç. Allah'ın ezeli gücü. varlık, zenginlik. Allah yapısı, yaratılış, insan eliyle yapılamayan şeyler.
Latif : Mülâyim. Yumuşak huylu. Nâzik. Mütenasip. * Güzel. Şirin. Küçük ve hoşa giden.
Lokman : Kurânda adı geçen hikmet ve tıp bilgisiyle ünlü bir zat.
Lutfullah : Allah'ın lutfu. Allah'ın iyi, hoş ve letafet sahibi kıldığı kişi demektir.
Lütfi – Lutfi : Hoşluk, güzellik, iyi davranış.
Macid : Şan ve şeref sahibi olan kimse. İyi ahlaklı. Ulu.
Mahfuz : Korunmuş, gözetilmiş. Gizlenmiş, saklanmış.
Mahi : Balık. Semek. Yok eden, mahveden, perişan eden.
Mahir : Maharetli, hünerli, elinden iş gelir, becerikli.
Mahmud : Hamd olunmuş, sena edilmiş, övülmeye değer. Makam-ı Mahmud: Hz. Muhammed'in en büyük şefaat makamı, cennet.
Maksud : Kasdolunan, istenilen şey, istek. Maksat, niyet, murat. Varılmak istenen yer.
Mansur : Yardım edilen, yardım görmüş. * Gâlib, muzaffer.
Masum : Suçsuz, kabahatsiz, günahsız, ismet sahibi. Saf, temiz.
Mazhar : Sahib olma, nâil olma. Şereflenme. * Bir şeyin göründüğü, izhar olunduğu yer. Çıktığı yer.
Mehmet –Mehmed : Muhammed isminin Türkçede meşhur olmuş değişik şeklidir. Resul-i Ekrem Efendimize verilen ve ona lâyık bulunan Muhammed (A.S.M.) ismine hürmeten bu değişiklik âdet olmuştur.
Mehmet Tevfik : Tevfik :İnsan iradesiyle ilâhî iradenin birbirine uygunluğu. Başarıya ulaştırma. Allah'ın yardımına kavuşma.
Melih : Melahat sahibi, güzel, şirin, sevimli.
Memduh : Övülmüş, övülecek.
Mert : Sözünün eri, güvenilir, yiğit.
Mesud : Saadetli, bahtlı, bahtiyar, kutlu.
Metin : Sağlam. Metanet sahibi. Kendine güvenilir olan.
Mevlüd : Yeni doğmuş çocuk. Doğulan zaman. Hz. Muhammed'in doğumunu anlatan manzum eser.
Muammer : Ömür süren. Çok yaşamış. Uzun ömürlü, bahtlı.
Muaz : Çok aziz, izzet sahibi, saygı uyandıran, kıymetli, muhterem, sevgili. Muaz b. Cebel, sahabeden.
Mucib : İcabet eden, uyan. İcap eden, gereken. Sebeb olan, vesile teşkil eden.
Muhammed : Tekrar tekrar övülmüş. Birçok güzel huylara sahip. Hz. Peygamber 'in isimlerindendir. Dedesi Abdülmuttalib tarafından, gökte hak, yerde halk övsün niyetiyle bu ad konulmuştur.
Muhammed Galib : Övülmüş ve muzaffer olan.
Muharrem : Tahrim olunmuş, haram kılınmış. Kamer takviminin birinci ayı aşura ayı. Müslümanlıktan önce bu ayda savaşmak yasak olduğu için bu ad verilmiştir.
Muhlis : Halis, katıksız. Dostluğu, samimiliği ve her hali içten gönülden olan. İhlas sahibi.
Muhsin : İhsan eden, iyilik eden. Kerim. Cömert. * Allah'ı görür gibi O'na ibadet eden.
Muhyiddin : Dini ihya eden. MUHYİDDİN-İ ARABÎ: (Hi: 560 - 638) İspanya'da doğmuş, Anadolu ve Arabistan'ı gezmiştir. Mutasavvıf ve büyük âlim idi. Birçok ilmi eserler yazmıştır. Kendisine Şeyh-i Ekber de denir. Fütuhat-ı Mekkiye, Füsus-ül Hikem adlı eserleri meşhurdur. Şam'da vefat etmiştir. (K.S.)
Murat : Arzu, istek, dilek. Maksat meram.
Murtaza : Beğenilmiş seçilmiş. güzide.
Allah'ın razı olduğu kişi, kendisinden razı olunan kişi. - Aliyyü'l-Murtaza: Hz. Ali'nin lakabı.
Musa : Vasiyet edilmiş. vasi nasbolunmuş, vasiyeti yerine getirmekle vazifelendirilmiş. Tavsiye olunmuş. Beni İsrâil peygamberlerinden Hz. Musa'nın (A.S.) ismi. Dört büyük kitaptan birisi olan Tevrat, vahiy yoluyla kendisine gelmiştir.
Musab : Sevab kazanmış olan. Ameline karşılık ecir kazanmış olan. Kendine bir şey isabet eden.
Mustafa : Peygamberimizin ""arınmış, seçilmiş"" mânâsında bir ismi. Temizlenmiş, güzide.
Mutahhar : Temizlenmiş, temiz. Mübarek. Peygamberimizin (A.S.M.) bir ismi.
Muttalib : Talepte bulunan, isteyen.
Muvahhit : Allah'ın birliğine inanan. Allah'tan başka hiçbir ilah ve kanun koyucu tanımayan, yalnız Allah'tan gelen emirleri kabul eden.
Muzaffer : Zafer, üstünlük kazanmış, üstün, galip.
Mübarek : Bereketli, feyizli. Uğurlu, hayırlı, kutlu, mutlu. Beğenilen, sevilen kişi.
Mücahid : Cihad eden, din düşmanlarıyla savaşan. Savaşan, uğraşan, savaşçı. Gayret eden, çok çalışan. Tasavvufta nefsine karşı gelerek kendini terbiye eden ve böylece manevi makamlara erişen kimse, derviş.
Mükerrem : Hürmet ve tâzim edilen. İkram olunmuş. Muhterem. Kerim olan.
Mükremin : İkram olunmuş, ağırlanmış.
Mümtaz : İmtiyaz tanınmış, ayrı tutulmuş, üstün tutulmuş. Seçkin.
Münir : Nurlandıran, ışık veren, parlak, ziyalar.
Kur'an'da peygambere ve ilahi kitaplara sıfat olarak kullanılmıştır.
Müslim : İslâm olan, Allah'a teslim olmuş olan, selâmette olan. Ünlü hadîs kitaplarından biri, bu kitabı yazan âlimin namı.
Nabi : Haber veren, haberci. * Urfalı kıymetli bir şâirin ismi. (1626- 1712)
Naci : Necat bulan, kurtulan, selamete kavuşan. cehennemden kurtulmuş, cennetlik.
Nafi : Yararlı; kârlı; kazançlı.
Nafiz : İçe işleyen, sözü tesirli, nüfuz eden.
Nail : Muradına eren, ermiş, ele geçiren.
Naim : Bollukta yaşayış. Cennetin bir kısmı. Naim cenneti
Nâsır : Yardımcı, yardım eden, nusret veren. Resül-i Ekrem'in (A.S.M.) bir ismi.
Nasreddin : Dine yardımı dokunan.
Nasrullah : Allah'ın yardımı.
Nasuhi : Bozulmaz şekilde tövbe eden.
Nazif : Temiz, pak, nazik, zarif ve şık giyimli.
Necat : Kurtuluş, selâmet.
Necati : Kurtulmaya mensup, kurtuluşla ilgili.
Necdet : Yiğitlik, şecaat, kahramanlık.
Necip : Soyu sopu temiz pak olan kimse. Asilzade, kıymetli, üstün.Güzel ahlak sahibi.
Neciyullah : Allah'ın kurtuluş verdiği kişi. Hz. peygamberin isimlerinden.
Necmeddin : Dinin yıldızı.
Necmi : Yıldızla ilgili.
Nedim : Sohbet arkadaşı, meclis arkadaşı.
Nesim : Hoşa giden, hafif ve lâtif esen rüzgâr.
Neşat : Sevinç. Şen şâd ve hoşdil olmak. Sürur, keyf.
Nezih : Pâk, temiz. Temiz ahlaklı.
Nihat : Tabiat huy, yaratılış, kişilik, bünye.
Niyazi : Yalvarıcı, niyaz edici. Sevgili.
Nizam : Sıra, dizi, düzen. Dizilmiş olan şey, sıralanmış
Nizameddin : Dinin düzeni.
Nizami : Düzenli, tertipli, usulüne uygun. * Kanun ve nizama ait, onunla alâkalı.
Nuh : Nuh Peygamber. Kur'an-I Kerim'de ismi geçen 25 Peygamberden biri. Zamanında Nuh Tufanı olmuştur.
Numan : gelincik. Hanefi mezhebi'nin imamı, Numan b. Sabit.
Nureddin : Dinin nuru, ışığı.
Nuri : Nura mensub, nura ait.
Nurullah : Allah'ın nuru.
Nusreddin : Dinin yardım ettiği. Dinin başarılı temsilcisi.
Nusret : Yardım. Allah'ın Yardımı. Zafer, Muzafferiyet. Başarı, Üstünlük.
Osman : Bir tür kuş ya da ejderha.
Hz. Muhammed (s.a.s.)'in damadı ve Hz. Ömer'den sonra devlet başkanı olan ııı. halife.
Osmanlı devletinin kurucusu, Osman Gazi.
Ömer : İslam devleti'nin ıı. halifesi Ömer b. Hattab. dünya durdukça adaletinden dolayı ondan bahsedilecek. Cennetle müjdelenmiştir. Hak ile batılı çok iyi ayırt edebilen bir alim olduğu için Ömerul-Faruk adını almıştır.
Ömer Faruk : Hak ile batılı çok iyi ayırt edebilen Ömer
Önder : Bir davada, fikri siyasi bir harekette önde giden, önayak olan, kitleyi idare eden kimse, lider, şef
Raci : Rica eden, yalvaran, dileyen. Dönen, geri gelen.
Rafet : Acıma, merhamet etme, esirgeme anlamında.
Ragıb (Ragıp) : İsteyen, rağbet eden.
Rahmetullah : Allah'ın esirgemesi, koruması.
Rahmi : Rahmete mensub, rahmetle alâkalı, rahmete müteallik. Acımayla ilgili.
Raif : Acıması olan, merhametli. Önde giden at.
Ramazan : Hicri (kameri) ayların dokuzuncusu, oruç ayı.
Rasim : Resim yapan, çizgi çizen. Akar su.
Raşid : Doğru yola erişen. Olgun, ergin, akıllı.
Rauf : Çok acıyan, esirgeyen, merhamet sâhibi.
Recai : Ricacı. Ricayla ilgili. Dua ve yalvarmağa, ümide dair. Allah'a Yalvaran.
Recep : Hicri kameri ayların yedincisi, üç ayların ilki. Gösterişli, hEybetli.
Refik : Arkadaş, yol arkadaşı, yoldaş. Muavin, yardımcı.
Regaib : Recep ayının kandil olarak kutlanan ilk cuma gecesi. Çok istek gören, beğenilen. Armağanlar
Reha : Kurtulma, kurtuluş.
Bolluk, genişlik, varlık.
Reşat : Layık, değer, yakışır.
Reşit : İyi ve doğruyu seçebilen, malını idare gücü olan, rüşd yaşına ulaşmış akil ve baliğ (kişi) ergin, erişkin. Akıllı hareket eden doğru yolda giden.
Rıdvan : Rıza, razılık, razı olma. Cennet kapısında bekleyen melek.
Rıfat : Yükseklik, yücelik, itibar, yüksek mertebe.
Rıfkı : Yumuşaklık, mülayimlik, yumuşak başlılık, naziklik, tatlılık.
Rıza : Razılık, razı olma, hoşnutluk, memnuniyet, muvafakat, kabul. Bir şeyin olmasına muvafakat etme. Kadere mukadderata boyun eğme.
Rükneddin : Dinin temel direği.
Rüştü : Doğru yolda olan. Akıllı, ergin.
Saadeddin : Dinin kutlu kişisi.
Sabahaddin : Dinin güzelliği.
Sabri : Sabırla ilgili, sabra ilişkin.
Sacit – Sacid : Secde eden, Allah'ın (C.C.) huzurunda başını yere koyarak dua eden.
Sadeddin : Dinin kutlu kişisi.
Sadık : Dostluğu ve bağlılığı içten olan, sadakatli.
Sadi : Mutlulukla, uğurla ilgili, uğurlu.
Sadreddin : Dinin önderi, başı, ileri kişisi.
Sadullah : Alllah’ın kutlu, talihli kıldığı kimse.
Safa : Üzüntü ve kederden uzak olma, endişesizlik, rahat huzur, iç ferahlığı. Eğlence. Saflık, berraklık.
Safi : Katışıksız. Temiz, süzülmüş ve temiz. * Bozuk olmayan. Hâlis.
Safvet – Saffet : Saflık, temizlik, arılık
Saim : Oruç tutan kimse, oruçlu.
Said – Sait : Saadetli. Allah (C.C.) kendisini sevmiş. O'nun rızasına ermiş olan. Ahireti için çalışan kimse. Mes'ud. Mübarek. Bahtiyar.
Saki : Sulayan, içecek, su veren, sucu. Kırağı, şebnem, çiğ.
Salih : Dindar, uygun, iyi hâlli. Dinin emir ve yasaklarına uyan, iyi ahlak sahibi, muttaki.
Salim : Sağlam.Ayıpsız, kusursuz, noksansız. Korkusuz, endişesiz, emin.
Sami : Dinleyici. Hz. Nuh'un oğlu Sam'dan türediklerine inanılan beyaz ırkın Arapça, Asurca, İbranice ve Habeşçe konuşan türlü budunlarının toplandığı kol.
Selahaddin : Dinine bağlı kimse.
Selami : İyilik, barış ve rahatlıkla ilgili.
Selim : Sağlam, kusursuz. Doğru, dürüst,
Selman : Barış içinde bulunma, huzur, erinç.
Semih: Cömert, eliaçık.
Seyfi : Kılıçla ilgili kılıç şeklinde. Askerlikle ilgili. Askeri.
Seyfeddin : Dini koruyan, dinin kılıcı.
Seyfullah : Allah'ın (C.C.) kılıcı, askeri. *Ashab-ı Kiram'dan Hz. Hâlid İbn-i Velid'e (R.A.) verilen ünvan.
Sıddık : Çok doğru olan, hiç yalan söylemeyen. hakikati kabul eden ve onaylayan kişi.
Kur'an'da peygamberleri vasfetmek, iman edenlerin sıfatı ve şehitlikten önde gelen makam kastedilerek zikredilmiştir. Ebubekir Sıddık: Hz. Ebubekir'in lakabı.
Sıdkı : İç, yürek temizliğiyle, doğrulukla ilgili.
Sinan : Mızrak, süngü vb. silahların sivri ucu.
Siraceddin : Dinin kandili, dinin verdiği aydınlık, ışık, ışıklandıran, aydınlatan.
Suat : Mutlulukla, saadetle ilgili, mutlu.
Sulhi : Barışa özgü, barışla ilgili, barışçı.
Süleyman : Huzur, sükun.
Kur'an-ı Kerim'de ismi geçen peygamberden biri. Ulu'l-azm peygamberlerdendir.
Şaban : Aralık, fasıla.
Hicri, kameri ayların sekizincisi, üç ayların ikinci ayı.
Şafi : Suçlunun bağışlanması için araya girip yalvaran kimse. İyileştiren, şifa veren. İnandırıcı, inandıran. Yeter görünen, kifayet eden.
Şakir : Allaha şükreden. Hâlinden memnuniyetini bildiren.
Şefik : Şefkatli, acıması olan, esirgeyici.
Şehabeddin : Dinin parlak yıldızı.
Şemsi : Güneşe ait, güneşle ilgili.
Şemseddin : Dinin güneşi, dinin insanlara verdiği aydınlık.
Şerafeddin : Dinin şereflisi, büyüğü.
Şeref : Yükseklik, yücelik. Büyüklük. * İnsanlar arasında geçerli ve makbul olma. Büyük bir makam sâhibi olma. * Cenab-ı Hakka itâat ve ubudiyyeti ve yüksek hizmeti ile çok ihsanına mazhar olma.
Şerefeddin : Dinin şereflisi, büyüğü.
Şevket : Kudret ve kuvvetten doğma haşmet. Heybet, büyüklük.
Şevki : Gayret, istekle ilgili
Şirin kız er? : Sevimli, cana yakın, hoş.
Şuayb : Ashab-ı Eyke ile Medyen ahâlisine gönderilen bir peygamberdir. Musâ Aleyhisselâm'ın kayınbabasıdır.
Şükrü : Şükretme, minnettarlıkla ilgili.
Taceddin : Dinin tacı.
Taha : Bulut. Kur'an-ı Kerim'de mukattaat-ı hurufiyeden olup Cenab-ı Hak ile Peygamberimiz (A.S.M.) arasında bir şifredir. * Peygamberimizin (A.S.M.) bir ismidir. Kur'an-ı Kerim'in
20. suresi. - Hz. ömer'e Müslüman olmadan önce okunan ilk sure. Hz. Ömer bu sureden etkilenmiş ve müslüman olmuştur.
Tahir : Temiz, pak. Yüksek. Türk musikisinde basit bir makam.
Tahsin : Güzel bulma, beğenme. Aferin deme alkışlama.
Talat : Yüz, çehre. yüz güzelliği.
Talha : Zamk ağacı.
Talha b. Ubeydullah. İslam dinini kabul eden ilk 10 kişiden biri, cennetle müjdelenmiştir.
Talip : Talep eden arayan, isteyen; istekli. Alıcı müşteri. Talebe, öğrenci.
Tarık : Gece gelen kimse.. * Parlak yıldız. * Sabah yıldızı. (Zühre) Yol. Tarık b. Ziyad (öl. şam 720): Berberi asıllı İslam komutanı. Cebeli tarık'ı geçip İspanya'yı fethetti. İslam egemenliğini sağlayıp Endülüs İslam devleti'nin kurulmasını sağladı.
Tayyar : Deniz dalgası. Uçucu, uçan.
Tayyib : İyi, hoş, güzel ala.
Helal, çok temiz.
Tayyip : İyi, hoş, güzel ala.
Helal, çok temiz.
Tevfik : Uygun düşürme. * Uydurma. Muvafık kılma. * Cenab-ı Hakkın kuluna yardım etmesi.
Ubeyde : Küçük köle, kölecik. Ashabın kullandığı isimlerdendir. Ubeyde b. el-Cerrah. Aşere-i Mübeşşere'den olup, asıl ismi Amir bin Abdullah'tır. Her din muharebesinde bulunup çok büyük şecaat ve metanet göstermiştir. Adaleti ile de meşhurdu. Şam'ın fethinde kendisi kumandandı. Hicri 18 senesinde 58 yaşında iken taundan vefat etmiştir.
Ubeydullah : Allah'ın kulu.
Ukkaşe : Efâdıl-ı Sahabeden ve kahramanlardan olup hususan Bedir muharebesinde ve Hazret-i Ebu Bekir (R.A.) devrinde mürtedlerle olan muharebede yararlıklar göstermiştir. Peygamberimizin vefat tarihinde 44 yaşlarında idi.
Ulvi : Yüksek, yüce.
Umeyr : Umeyr b. Vehb ve Mus'ab bin Umeyr sahabedendirler.
Üveys : İsteyen, arzu eden.
Üzeyir : Kurânda adı geçen mübarek bir zat. Kur'an-ı Kerim'de adı geçen, peygamber olup olmadığı konusunda ihtilaflı görüşler bulunan kişi.
Vahdeddin : Dinin tekliği, birliği.
Vecdi : Coşkunlukla ilgili, coşkunlukla oluşan.
Vedat : Sevgi, dostluk.
Vedut : Seven, temenni eden, dileyen.
Vefa : Sevgiyi devam ettirme, dostluk bağlılığı.
Vehbi : Allah’ın ihsanı sonucu olan. Allah vergisi, fıtri.
Veli : Sahib, mâlik, gözetici, koruyucu, dost. Ermiş, eren, evliya. Bir çocuğun her türlü durum ve davranışlarından sorumlu olan kimse.
Veysel : İsteyen, arzu eden. Aslı Üveys'tir. Kurt anlamında. Veysel Karani: Raşid halifeler döneminde Şam'dan Medine'ye gelerek yaşamış, Medine-i Münevvere'de itibarlı bir hayat sürmüş. Hadis-i şeriflerde övülmüş meşhur veli. Sıffin savaşında şehid olduğu söylenir.
Veysi : Yoksul, muhtaç.
Yahya : 'Allah lütufkardır" anlamında. Kur'an-ı Kerim'de beş yerde ismi geçen ve Hz. Zekeriyya (a.s.)'nın oğlu olan peygamber.
Yakub – Yakup : Erkek keklik. İbranice, "Takib eden, izleyen". Hz. Yakub (as) peygamber.
Yasin : Yâ Seyyid yâ insan gibi muhtelif manalar rivayet edilir. Şifredir Hazret-i Peygamber'in (A.S.M.) fıtraten, hilkaten, edeben ve ahlâken en yüksek olduğu herkesçe bilindiğinden bu isim kendisine verilmiştir. Kur'an-ı Kerim'in
36. suresinin başlangıcı. Asıl manası bilinmemekle birlikte, "ey insan, ey seyyid" gibi muhtelif anlamlar çıkarılmıştır.
Yiğit : Güçlü ve yürekli, kahraman, alp. Gözüpek, düşüncelerini açıkça söylemekten kaçınmayan kimse.
Yunus : Kur'an-ı kerim'de ismi geçen 25 peygamberden birisi. Hz. Yunus (a.s.). kur'an-ı kerim'in
10. suresi. Bir takım yıldızın adı.
Yusuf : Hz. Yakub (a.s.)'un oğlu olan peygamber Hz. Yusuf.
İbranice; inleyen, ah eden, inilti.
Yuşa : Tarihlerde, peygamber olduğu rivayet edilen Yûşa b. Nun.
Yücel : Yüksel, yüce bir duruma gel, başarı kazan, ilerle.
Yüksel : Yükseklere çık, yücel, basan kazan, ilerle.
Zafer : Muvaffak olma, maksada erme. Bir çok uğraşmadan sonra maksada erişme. * Düşmanı yenme, üstün gelme. Başarma.
Zahid : zühd sahibi, şüpheli şeyleri bile terkederek günahtan kaçan, Allah korkusuyla dünya nimetlerinden el çeken (kimse) muttaki.
Zakir : Zikreden, zikredici, anan. Allah'ı gerektiği gibi teşbih ve tehmid eden.
Zekai : Zekayla ilgili, zekaya ait.
Zekeriya : Kuranı Kerim'de ismi geçen peygamberlerden biri.
Zeki : Anlama, kavrama yeteneği üstün olan, anlaklı, °zeyrek.
Zeyd : Men'etmek, reddedip gidermek. Eski fetva metinlerinde erkeği temsil etmek için kullanılan isimlerdendir.
Zeynel : Zeynelabidin adından kısalmış ad. İbadet edenlerin süsü.
Zihni : Zihinle alâkalı. Zihne âit.
Zikreddin : Dinin zikredicisi.
Ziya : Işık, aydınlık, nur. Ruşenlik.
Ziyad : Fazlalık, çokluk.
Ziyaeddin : Dinin ışığı, aydınlığı.
Zübeyir – Zübeyr : Yazılı küçük şey. Zübeyr b. Avvam: Sahabe-i Kiramdan ve Aşere-i Mübeşşeredendir.
Zühtü : Her türlü zevke karşı koyarak kendini ibadete veren.
Zülfi : Kılıcın kabzasına iliştirilen süs.
Zülfikar : Hz. Peygamberin Hz. Ali'ye hediye ettiği çatal ağızlı kılıç.
Zülkifl : Kuranı Kerim'de ismi geçen peygamberlerden biri.