İÇ OĞUZ’A DIŞ OĞUZ’UN ASİ OLUP BEYREK’İN ÖLDÜĞÜ DESTANI BEYAN EDER HANIM
Üç Ok, Boz Ok bir araya gelse Kazan evini yağmalatırdı. Kazan tekrar evini yağmalattı. Amma Dış Oğuz beraber bulunmadı.
Sadece İç Oğuz yağmaladı. Ne zaman Kazan evini yağmalatsa helallisinin elini
tutar, dışarı çıkardı, ondan sonra yağma ederlerdi. Dış Oğuz beylerinden Aruz,
Emen ve diğer beyler bunu işittiler, dediler ki bak bak, şimdiye kadar Kazan'ın
evini beraber yağma ederdik, şimdi niçin beraber olmayalım dediler. Söz birliği
ile bütün Dış Oğuz beyleri Kazan'a gelmediler, düşmanlık eylediler.
Kılbaş derler bir kişi var idi. Kazan der: Bre Kılbaş bu Dış Oğuz beyleri daima
beraber gelirlerdi, şimdi niçin gelmediler dedi. Kılbaş der: Bilmez misin niçin
gelmediler. Evini yağmalattığın zaman Dış Oğuz beraber bulunmadı, sebep odur
dedi. Kazan der: Düşmanlık beslediler Öyle mi dedi. Kılbaş der: Hanım ben
varayım, onların dostluğunu düşmanlığını öğreneyim dedi. Kazan der: Sen
bilirsin, var dedi.
Kılbaş bir kaç adamla ata binip Kazan'ın dayısı Aruz'un evine geldi. Aruz da
altın gölgeliğini dikmişti, oğlanlarıyla oturmuştu. Kılbaş gelip Aruz'a selam
verdi. Der: Kazan darda kaldı, mutlaka dayım Aruz bana gelsin dedi. kara başım
bunaldı, üzerime düşman geldi, develerimi bağırttılar, kara koçta cins atlarımı
kişnettiler, kaza benzer kızımız gelinimiz darda kaldı, benim kara başıma gör
neler geldi, dayım Aruz gelsin dedi. Aruz der: Bre Kılbaş o vakit ki Üç Ok, Boz
Ok bir araya gelse o vakit Kazan evini yağmalatırdı, suçumuz neydi ki yağmada
beraber olmadık dedi. Daima Kazan'ın başına sıkıntılar gelsin, dayısı Aruz'u
daim ana dursun, biz Kazan'a düşmanız belli bilsin dedi. Kılbaş burada söylemiş,
görelim hanım
ne söylemiş :
Der:
Bre kavat
Kalkıp Kazan Han yerinden doğrulu verdi
Ala Dağda çadırını otağını dikti
Üç yüz altmış altı alp erenler yanına toplandı
Yemek içmek arasında beyler seni andı
Üstümüze düşman falan gelmedi
Ben senin dostluğunu düşmanlığını denemeğe geldim
Kazana düşman imişsin bildim
dedi. Kalkıp hoşça kol diyip gitti.
Aruz müteessir oldu. Dış Oğuz beylerine adam gönderdi: Emen gelsin. Alp Rüstem
gelsin, Dönebilmez Dülek Evren gelsin, geri kalan beyler hep gelsin dedi. Dış
Oğuz beyleri hep toplandı. Alaca büyük otağlarını düzlüğe dikti. Attan aygır,
deveden erkek deve, koyundan koç kestirdi. Dış Oğuz beylerini ağırlayıp ziyafet
verdi. Der: Beyler ben sizi niye çağırdım biliyor musunuz? Dediler: Bilmiyoruz.
Aruz der: Kazan bize Kırbaş' ı göndermiş, elim günüm yağmalandı, kara başım
bunaldı, dayım Aruz bana gelsin demiş. Emen der: Ya sen ne cevap verdin? Aruz
der ki: Kılbaş'a dedim ki ne zaman ki Kazan evini yağmalatırdı. Dış Oğuz beyleri
beraber yağmalardı beyler gelir Kazan'ı selamlar giderdi, şimdi suçumuz ne oldu
ki beraber bulunmadık, bre kavat biz Kazan'a düşmanız dedim. Emen der: İyi
demişsin. Aruz der: Beyler ya siz ne dersiniz Beyler der: Ne diyelim, mademki
sen Kazan'a düşman oldun, biz de düşmanız dediler. Aruz ortaya Kur'an getirdi,
hep beyler el basıp and içtiler, senin dostuna dost ve düşmanına düşmanız
dediler. Aruz bütün beylere kaftan verdi. Döndü der: Beyler Beyrek bizden kız
almıştır, güveyimizdir, amma Kazan'ın inançlısıdır, gelsin bizi Kazan ile
banştırsın, diyelim getirelim, bize itaatkar olursa ne ala, olmazsa ben sakalını
tutayım siz kılıç üşüştürün parçalayın, aradan Beyreği kaldıralım, ondan sonra
Kazan ile işimiz hayır ola dedi.
Beyreğe mektup gönderdiler. Beyrek odasında yiğitleri ile yiyip içiyordu.
Aruzdan adam geldi, selam verdi. Beyrek selam aldı. Dedi: Hanım, Aruz size selam
ediyor, kerem etsin Beyrek gelsin bizi Kazan ile barıştırsın diyor. Beyrek
pekala dedi. Atını çektiler, bindi. Kırk yiğitle Aruz'un evine geldi. Dış Oğuz
beyleri otururken girip selam verdi. Beyreğe Aruz der: Biliyor musun seni niye
çağırdık? Beyrek der: Niye çağırdınız? Aruz der: Hep şu oturan beyler Kazan'a
asi olduk, and içtik. Kur'an getirdiler, sen de and iç dediler. Kazan’a ben asi
olmam diye and içti, söyledi:
Der :
Ben Kazanın nimetini çok yemişim
Bilmez isem gözüme dursun
Kara koçta cins atına çok binmişim
Bilmez isem bana tabut olsun
Güzel kaftanlarını çok giymişim
Bilmez isem kefenim olsun
Alaca büyük otağına çok girmişim
Bilmez isem bana zindan olsun
Ben Kazandan dönmem belli bil
dedi. Aruz öfkelendi, kavrayıp Beyreğin sakalını tuttu. Beyler Seyreğe kıyamadı.
Beyrek Aruz’un öfkelendiğini burada bildi. Söylemiş :
Der:
Aruz bana bu işi edeceğini bilseydim
Kara koçta cins atıma binerdim
Yapısı sağlam demir giyimimi giyerdim
Kara çelik öz kılıcımı belime bağlardım
Alın başa sağlam miğferimi geçirirdim
Kargı dalı altmış tutam mızrağımı elime alırdım
Ela gözlü beyleri yanıma katardım
Kavat ben bu işi duysam sana böyle gelir miydim
Aldatarak er tutmak karı işidir
Karından mı öğrendin sen bu işi kavat
dedi. Aruz der: Bre herze merze söyleme, kanına susama, gel and iç dedi. Beyrek
der: Vallah ben Kazan uğruna başımı koymuşum, Kazan'dan dönmem, ister yüz parça
eyle dedi. Aruz gene öfkelendi. Beyreğin sakalını sımsıkı tuttu. Beylere baktı,
gördü kimse gelmiyor. Aruz kara çelik öz kılıcını çekip Beyreğin sağ oyluğunu
kesti. Kara kana bulandı Beyreğin başı bunaldı. Beyler hep dağıldı, herkes atlı
atına bindi. Beyreği de bindirdiler, ardına adam bindirip kucakladılar.
Kaçtılar. Beyreği otağına yetiştirdiler. Cübbesini üzerine Örttüler. Beyrek
burada söyledi:
Der:
Yiğitlerim yerinizden halkın
Ak boz atımın kuyruğunu kesin
Arku Beli Ala Dağdan geceleyin aşın
Akıntılı güzel suyu delip geçin
Kazanın divanına koşup varın,
Ak çıkarıp kara giyin
Sen sağ ol Beyrek öldü diyin
Söyleyiniz : Namer Aruz dayından adam geldi. Seyreği istemiş, o da varmış, hep
Dış Oğuz beyleri toplanmış, bilmedik, yeme içme arasında Kur'an getirdiler,
Kazan'a biz asi olduk and içtik, gel sen de and iç dediler, içmedi ben Kazan'dan
dönmem dedi, namert dayın hiddetlendi, beyreği kılıçladı, kara kana bulandı
darda kaldı, yarın kıyamet gününde benim elim Kazan Han'ın yakasında olsun benim
kanımı Aruz'a koyarsa dedi. Bir daha söylemiş. Der:
Yiğitlerim Aruz oğlu Başat gelmeden
Elim günüm yağmalanmadan
Develerde develerimi bağırtmadan
Kara koçta cins atımı kışnetmeden
Akça koyunlarım meleşmeden
Akça yüzlü kızım gelinim ağlaşmadan
Akça yüzlü güzelimi Aruz oğlu Başat gelip almadan
Elimi günümü yağmalamadan
Kazan bana yetişsin
Benim kanımı Aruza koymasın
Akça yüzlü sevgilimi oğluna alı versin
Ahiret hakkını helal etsin
Beyrek padişahlar padişahı hakka vasıl oldu
Belli bilsin
dedi.
Beyreğin babasına anasına haber oldu. Ak evinin eşiğinde feryat koptu. Kaza
benzer kızı gelini ak çıkardı kara giydi. Ak boz otının kuyruğunu kestiler. Kırk
elli yiğit kara giyip mavi sorındılar. Kazan Bey'e geldiler. Sarıklarını yere
vurdulor, Beyrek diye çok ağladılar. Kazon'ın elini öptüler, sen sağ ol. Beyrek
öldü dediler. Namert dayın hile yapmış, çağırarak bizi aldılar, vardık. Dış Oğuz
beyleri size asi olmuşlar, bilmedik. Kur'an getirdiler, biz Kazan’a asi olduk,
sen de bize itaat et dediler, and içtiler. Beyrek ekmeğini çiğnemedi, onlara
itaat etmedi, dayın namert Aruz öfkelendi. Beyreği oturduğu yerde kılıçladı, bir
oyluğunu düşürdü, sen sağ ol hanım, Beyrek Hakka vasıl oldu, benim kanımı Aruz'a
koymasın dedi. dediler. Kazan bu haberi işitti, mendilini eline alıp hüngür
hüngür ağladı, divanda feryat figan kıldı. Hep orada olan beyler ağlaştılar.
Kazan vardı odasına girdi, yedi gün divana çıkmadı, ağladı oturdu.
Beyler toplandı divana geldi. Kazan’ın kardeşi Kara Göne der: Kılbaş var söyle
ağam Kazan gelsin çıksın, bir yiğit senin yüzünden aramızdan eksildi, hem
vasiyet eylemiş, benim kanımı koymayasın, alasın demiş, varalım düşmanı
haklayalım de, dedi Kılbaş der: Sen kardeşisin, sen var dedi. Velhasıl ikisi
beraber vardılar. Kazan'ın odasına girdiler. Selam verdiler, sen sağ ol hanım
dediler. Bir yiğit aramızdan eksildi, senin yolunda baş verdi, hayatının kanını
alalım size ısmarlamış, benim kanımı alsın demiş ağlamakla bir şey mi olur,
kalkıp gel yukarı dediler. Kazan der: Uygundur, acele cephaneyi yükletsinler
beyler hep binsinler dedi.
Bütün beyler bindi. Kozan'ın yağız al atını çektiler, bindi. Boru çalındı, davul
vuruldu. Gece gündüz demediler, koşturma oldu. Aruz'a ve bütün Dış Oğuz
beylerine haber oldu, işte Kazan geldi dediler. Onlar da asker toplayıp boru
çaldırıp Kazan'a karşı geldiler. Üç Ok, Boz Ok karşılaştılar.
Aruz der; Benim İç Oğuz'dan hasmım Kazan olsun Emen der: Benim hasmım Ters
Uzamış olsun. Alp Rüstem der: Benim hasmım Ense Koca oğlu Okçu olsun dedi. Her
biri bir hasım gözetti.
Alaylar bağlandı, ordular dizildi, borular çalındı, davullar dövüldü. Aruz Koca
meydana at tepti. Kazan’a seslenip bre kavat sen benim hasmımsın, sen gel beri
dedi. Kazan kalkan tuttu, mızrağını eline aldı, başının üzerinde çevirdi. Der:
Bre kavat namertlikle er öldürmek nasıl olur. ben sana göstereyim dedi. Aruz
Kazan'ın üzerine at sürdü. Kazan'ı kılıcladı, zerre kadar kestirmedi öteye
geçti. Sıra Kazan'a geldi. Altmış tutam alaca mızrağını koltuğa kıstı. Aruz'a
bir mızrak vurdu. Göğsünden şimşek gibi öteye geçti. At üzerinden yere yıktı.
Kardeşi Kara Göne'ye işaret etti. başını kes dedi. Kara Göne attan indi, Aruz'un
başını kesti. Dış Oğuz beyleri bunu görüp hep attan indiler, Kazan'ın ayağına
kapandılar,
suçlarının affını dilediler, elini öptüler. Kazan suçlarını bağışladı.
Seyreğin kanını dayısından aldı. Aruz'un evini talan ettirdi, elini gününü
yağmalattı. Yiğit beyler ganimet aldı. Kazan yeşil düzlüğe, güzel çimene çadır
diktirdi, otağını kurdu. Dedem Korkut gelip neşeli havalar çaldı. gazi erenlerin
başına ne geldiğini söyleyi verdi.
Hani dediğim bey erenler
Dünya benim diyenler
Ecel aldı yer gizledi
Fani dünya kime kaldı
Gelimli gidimli dünya
Son ucu ölümlü dünya
Akibet, uzun yaşın ucu ölüm, sonu ayrılık.
Dua edeyim hanım : ölüm vakti geldiğinde arı imandan ayırmasın. Ak sakallı
babanın yeri cennet olsun. Ak bürcekli ananın yeri cennet olsun. Kadir Mevla
seni namerde muhtaç etmesin. Ak alnında beş kelime dua kıldık, kabul olsun. Amin
amin diyenler Tanrı'nın yüzünü görsün. Derlesin toplasın günahınızı Muhammed
Mustafa "ya bağışlasın hanım hey!...