halis ebabil
ebabiller uçtu o gün
kaç taneydi o gün ebabil
251 ebabil tane taneydi o gün
uçtular birer birer
birer bayraktılar
bayraktı ebabiller
halisdemir en önde
en önde uçan güzel kuşlar gibi
kuşlar gibi halis bir demir gibi
yıldız olup göz kırptı
göz kırptı cennet bahçelerinden
cennet bahçelerinden bakar şimdi vatana
cennet koktu her yer o gece
o gece bayraklar ne güzeldi
ne güzeldi ebabiller
Efkan Doğan
baharı çağıran çiçek: nevruz
baharı çağırdım, sen git diye
demir dağlarda bittim
ergenekon’da bittim
ben kardan çıktım, sen közden
ben kokumdan verdim, sen özden
demir bilekli süvarilere nefes oldum
ses oldum, nefes oldum
baharı çağırdım sen git diye
haydi git, ara beni, bul beni
yırt dağları, ovalarda at koştur,
yaylalarda ara beni
gül kimi bekler, lale kimi
gül beni bekler, lale seni
güneş bayrağımdır, gök çadırım
al beni, götür beni,
dağları aş, ırmakları geç,
denize ulaş diye
baharı çağırdım sen git diye
karanfil beni gözler, menekşe beni
bakü seni gözler, bosna seni
zambak bana bakar, bişkek sana
taşkent sana, kardelen bana
al beni altaylardan
götür beni hazar’a
yeni yılda yeni gün
dünde mi kaldı o gün
dün ve yarın ve bugün,
hepsi bir bütün
haydi bire deli rüzgâr
al beni, götür beni
kerkük’e, selanik’e
savur beni
istanbul’a, kayseri’ye
baharı çağırdım sen git diye
sen yürü diye, sen koş diye çağırdım baharı
baharı çağırdım sen gel diye
Efkan Doğan
Bulunur Belki
Susuz kuyularda ararız su
Kokmayan çiçeğin kokusu
Yağmur taşımayan bulut
Bulunur belki viranede yakut.
Bulunur belki nağme
Akordsuz sazda
Serinlik aranır yazda
Bulunur belki baharda.
Kelebek kanadında ağırlık
Milyonlar içinde sağırlık
Üzgünken mutluluk
Bulunur belki ağlarken
Efkan Doğan
Yağmurda Kurumak
Kuru bir yağmur dışarıda
Sel olmadan ıslatamaz
Sıcak bir kar pencerede
Çığ olmadan üşütemez.
Nilüfer suda boy verir
Toprakta ancak ıslanıverir
Beşikte bir melek gibi
Uyanınca rüya görüverir.
Efkan Doğan
BEKLİYORUM
Ben baharı
Bekliyordum
Gördüğüm
Son bahardan
Farksızdı
Sevmiyorum
Siyahı
Böyle
Sarıyı
Böyle
Yaprakları
Dökülmüştü
Parça parça
Gülüyordu oysa
Bilmiyor değildim
Dökülmüştü
SÛZ-İ DİLARA
Gümüş çivili
Nallarıyla atımın
Çiğnediği caddenin
Bir tarafında
Biliyorum
Lambası elinde
Alaaddin
Beni beklemiyor.
İniyorum atımdan
Bir oyuğa girmek
Bir sigara yakmak
İçin
Kulağı Alaaddin’in
Açık mıydı seslere?
Türkülere ve titreşime
Burnu
Koku alır mıydı?
Köroğlu’nun ter kokusunu
Dört nala
Dağlara uçtu mu hiç
Sûz-i Dilara’yı
Mihriban’dan dinledi mi?
Dinledi
mi
hiç?
Efkan Doğan 1987
GÜNLERCE
Günlerden bir gündü
Bakışlar ölgündü
O yoktu
Onu
O günü
O gün
Yok saydımdı…
Efkan Doğan
GÖZLERİN
Bir çift anafordu
Senin gözlerin
Öyle efsunluydu ki…
Kapıldım ve yok oldum
Sırra erdim
Sır oldum
İçlerinde
1986