semerşah

medeniyetimiz - Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti
 
medeniyetimiz
Ana Sayfa
Ahilik
Arif Molu Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi
Dede Korkut Destanları
Ders Ders Bakmayın
Diline Sahip Ol!
Güzel Dinimiz
Geleneğin Gücü
Hat
Kişisel Gelişim
Kuş Evleri
Kültür ve Medeniyet Kavramları
Lale ve Gül
Minyatür
Mizah
Müzik
Oğuz Kağan'ın Torunları
Osmanlı Medeniyeti
Örnek Şahsiyetler
Pardus
Problemler ve çözümleri‏
Projelerim
Sayokan , Spor ...
Sosyal Sorumluluk Projesi
Şiiristan
Tıp
Türk Birliği
=> Seydibeşir Usayre Kampı
=> Kafkas Cumhuriyeti
=> Doğu Türkistan İslam Cumhuriyeti
=> Karız Su Kanalları
Türk Piramitleri
Veli Kitabı
Güzel Siteler
Yabancı Ülkelerdeki Türk Milletvekilleri
Ziyaretçi Defteri
Kripto Fetöcüleri Tanıma Yöntemleri
Gariban Fetöcüler ve PKKlılar
   

semerşah tv
 

Doğu Türkistan Devletleri

1933 Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti 

DOĞU TÜRKİSTAN İSLÂM CUMHURİYETİ NASIL KURULDU

 

doğu türkistan vakfı uygur amblemDoğu Türkistan'da 1863 yılında kumlan ve Osmanlı imparatorluğunu matbu tanıyan Atalık Gazi Devleti 1877 yılında Çin orduları tarafından ortadan kaldırıldı.
       General Zu Zung Tang komutasındaki Çin işgal ordusu Bedevlet devletini yıktıktan sonra Doğu Türkistan'ı işgal eden Çin istila ordusu tam 11 yıl süre ile bu ülkeyi sıkıyönetim ile idare etti. 1888 yılında yönetimi direkt Çin imparatoruna bağlı bir eyalet sistemi kurarak normal yönetime geçti. Doğu Türkistan'ı idare eden genel valiler Çin imparatorunun bu ülkedeki askeri hem de mülki vekili idiler. Ülkenin dış İşleri, maliye, askeri vb. bütün yetkileri Çin hükümetine danışmadan kullanabiliyordu.

Bu durum ise uygulamada Doğu Türkistan halkının aleyhinde olan bir durumdu. Çünkü Halk'ın kaderi Çinli genel valinin insafına terk edilmişti. Zaten kendisinden başka herkesi düşman gören bir milli haslete sahip Çinli yöneticilerin gözünde Doğu Türkistan halkı bir düşmandı, ekonomik baskı halkı eziyordu. Çin Merkezi Hükümeti Doğu Türkistan'daki işgal Orduları için iaşe göndermiyordu. Onların beslenmesi, günlük ihtiyaçlarını karşılanması, kışlaların inşa ve tamiri gibi akla gelebilecek bütün İhtiyaçlarının Türk halkı tarafından temin edilmesi bir mecburiyetti.

Türk halkı geleneksel sosyal yapısından zorla uzaklaştırıldı, idare edenler ve idare edilenler, idare edenler Çinliler tarafından yerli Türk halkı idare etmesi için tutulan ve Çin yönetimine sadakat yemini eden işbirlikçi Türklerdi. Bunlar cemiyette ayrı hareket ediyordu. Sosyal hayatta " Seçilmiş zümre " idi. Çinliler gibi giyiniyor ve hatta onlar gibi yaşamaya özen gösteriyordu.

Doğu Türkistan'daki Çin İşgal ordularının bağında olan genel valiler Türk halkının dışarı ile temasını sıkı şekilde kontrol ederdi. Hatta onların dış ülkelere gitmelerine, diğer milletlerle temas kurmasına karşı idiler. 1911-1928 yıllan arasında Doğu Türkistan'da genel valilik yapmış olan General Yang Zung Sin Ürümçi'deki tek telgraf makinesinin anahtarını kendi cebinde taşırdı. Doğu Türkistan halkı tam bir ortaçağ karanlığında yaşamaya mahkum edilmişti.

1911 yılında Çin'de Dr. Sun Yat Sın liderliğindeki Cumhuriyetçiler imparatoru devirerek Çin'de Cumhuriyet yönetimini kurdular. Doğu Türkistan'daki Çin işgal orduları Çin'deki bölünmelere paralel olarak Kralcılar ve Cumhuriyetçiler olarak ikiye ayrıldılar.
Merkezi Çin Hükümeti Doğu Türkistan'a varlığını hissettirmekten acizdi.Altay Bölgesindeki Cin Birlikleri Cumhuriyet taraftan idiler. Bunlar genel valiyi dinlemiyorlardı.

Çin yönetimdeki bu karışıklık Çin idaresinin Doğu Türkistan'daki otoritesinin zayıflamasına yol açtı. Doğu Türkistan aydınlan bu durumdan istifade ederek Kültürel ve Sosyal alanlarda ülkelerini kalkındırmak için bazı faaliyetlere giriştiler. 20 yüzyılın başlarında Batı Türkistan'daki ceditçilik (Yenilikçilik) akımı Doğu Türkistan'ı derinden etkiledi.Buhara başta olmak üzere Batı Türkistan'daki değişik medreselerde tahsil gören dîn adamları ve aydınlar bu yeniliklerin Doğu Türkistan'da da uygulanmasına giriştiler. Ban Türkistan'da tahsil gören ve milliyetperver bir zat olan Abdulkadir Damolla Kaşgar'da yeni usullerle eğitim veren zamanın modem okullarını açtı.
Öte yandan Doğu Türkistan'dan Kırım üzerinden hacca giden bazı vatanperver tüccarlar İstanbul'a uğrayarak o zaman imparatorlukta iktidarda bulunan ittihat ve Terakki liderlerine müracaat ederek Doğu Türkistan'a öğretmen gönderilmesini talep ettiler ve buna da muvaffak oldular.
1914 yılında Kaşgar'a giden Giritli Ahmet Kemal bey Artuş kasabasında Osmanlı öğretmen okulunu ( Dar-ül Muallimin-i İttihad-i Osmani) kurdu ve öğretmen yetiştirme işine girişti. Doğu Türkistanlı Türkleri bu yolla kendi kimliklerini bulmaya ve nesilleri kısmen de olsa bu kimlikle yetiştirme imkanını elde etti.

Diğer taraftan Kuzey Vilayetlerimizde Tatar aydınlar tarafından açılan okullarda vardı. Diğer taraftan dış ticaretini tamamen Sovyetler Birliği ile yapmak zorunda kalan Doğu Türkistanlı tüccarlar Sovyetlerde olup bitenleri yerinde görüyor ve arılayabiliyordu. Doğu Türkistan halkı bu suretle sınırlı da olsa dış dünyayı tanıdı ve dünyada olup bitenlerden azda olsa haberdar oldu,

 

DOĞU TÜRKİSTAN'DA GENEL KIYAM

özgürlük sırası doğu türkistanda 

Doğu Türkistan'ı 17 yıl süre ile tam bir ortaçağ despotu gibi yöneten genel vali diktatör Yang 7 Temmuz 1928'de öldürüldü. Doğu Türkistan'daki Çin işgal sisteminde seneler süren karışıklıklar ve bununu sonucu olarak darbeler meydana geldi. Bu durumu ayaklanma ve İşgalcileri Ülkelerinden atmaları için iyi bir fırsat olduğu kanaatine varan Doğu Türkistan halkı bütün bölgelerde işgalcilere karşı kutsal cihad ilan ettiler. Ayaklanma ilk önce Çin sınırındaki Gaziyane Kumul şehrinde Salih Dorga ve cesur ve tecrübeli bir sergerde olan Hoca Niyaz Hacı'nın liderliğinde 1931 yılının ilk baharında başlatıldı. Kısa sürde Kumul ve civan işgalcilerden temizlendi.
6 Ocak 1933 tarihinde Turfan halkı Muhiti kardeşlerin liderliğinde şehirdeki Çin garnizonunu basarak şehri Çinliler'den kurtardılar Turfan Milli Kuvvetleri General Mahmut Muhitti komutasında batıya doğru ilerleyerek Korla, Karaşehir ve Uşak şehirlerini de kurtardılar.
28 Şubat günü güneydeki Hoten vilayeti halkı ünlü bir din adamı olan Muammed Emin Buğra ve kardeşlerinin önderliğinde Hoten'i fethetti. Hoten Milli Kuvvetleri Kargalık, Poskam, Yarkent şehirlerini Cinliler1 -den kurtararak Kaşgar'a doğru yöneldiler.

 

Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyetinin İlânı
 

Doğudan ve güneyden Kaşgar'a doğru ilerleyen Milli Kuvvetler Kaşgar eski şehri Çinliler'den kurtaran Albay Timur Beğ ile birleştiler.

Kaşgar tarihten beri Doğu Türkistan'ın medeniyet, ekonomik ve dîni merkezi olarak kabul ediliyordu. Bütün siyasi güçleri kendi takdirlerinin bu şehirde tezahür edeceğine inanıyorlardı.
Kendisi Buhara ve Kazan medreselerinde tahsil gören Sovyetler Birliği Türkiye, Mısır ve Suudi Arabistan ve Hindistan gibi ülkeleri gezerek tetkik eden, dünyadaki gelişmeleri tahlil ederek siyası fikirleri ile Milli Kuvvetlere yön veren Kulca Kadısı Sabit Damolla Hoten İhtilalcileri ile birlikte idi.

O, binlerce şehidin kanı bahasına kazanılmış bu zaferi Türk'ün devlet kurma geleneğine uygun olarak bir milli devlet İlan etmek sureti ile taçlandırmak istiyordu.

Sabit Damolla bütün milli liderleri bir araya getirerek Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyetini ilan etmeye karar verdiler.
Böylece hicri 135 yılı 7. ayın 4. gününe tekabül eden 12 Kasım 1933 günü Kaşgar'da Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti Kaşgar şehrinin Könci (Göncü) mahallesinde halkın ve milli askerlerin coşkulu gösterileri ve tekbir sesleri arasında Ayyıldızlı Gökbayrak göndere çekilerek ilan edildi. Bu merasimde Hükümet üyeleri ilan edilerek halka tanıtıldı. Anayasa ilan edildi ve devlet marşı okundu.Milli Meclis kuruldu.

Ünlü bir şair ve eğitimci olan Kutluk Şevki'nin sorumluluğunda Yeni Hayat adı ile resmi bir gazete çıkarıldı. Resmi gazetede Hükümetin teşkili Hükümet açıklaması ve Milli Marşı ilan edildi.
DOĞU TÜRKİSTAN İSLÂM CUMHURİYETİ NASIL KURULDU?
DOĞU TÜRKİSTAN SESİ 1993.11 Özel Sayı 1  Hamit GÖKTÜRK


 ***

Milletlerin hayatında en önemli ve vazgeçilmez değer devlettir. Devlet kurabilmektir. Dünya tarihine bakıldığı zaman özellikle Türk Milleti tarihin hiçbir devrinde devletsiz olmamışlardır. İnkıraza uğradığı bazı dönemlerde de millet olarak her zaman mutlaka bir gün yeniden devlet kuracaklarının hesabı içinde olmuşlar ve bunun için de gayret göstermişlerdir. Türk Milletinin milli ve manevi dünyasında devlet kutsaldır. Devlet; uğruna seve seve can verilebilecek bir ulvi değerdir.
 

Dünyanın en vahşi, en gaddar, en sadist, en sinsi, en şovenist bir milleti olan Çinliler tarafından işgal edilen Doğu Türkistan, Türk dünyasının en önemli coğrafi bölgelerinden biridir. Dolayısıyla de tarihin hiçbir döneminde Çinli emperyalistlerin hedefi olmaktan kurtulamamıştır. 1759 yılında başlayan Çin istilaları aralıklarla devam etmişlerdir. Özgürlük aşığı Doğu Türkistan halkı 1931 yılının nisan aylarında Kumul vilayetimizden başlattıkları kurtuluş mücadelesi sonun da Doğu Türkistan'ın en önem ticaret ve kültür şehri olan Kaşgar'da, Gulca kadısı ve ileri gelen İslâm alimlerinden biri olan Sabit Damolla önderliğinde 12 Kasım 1933 günü Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti'ni ilan ettiler. Bu devlet dünyada genç Türkiye Cumhuriyetinden sonra ikinci bağımsız Türk Devleti olması özelliği ile eski Sovyetler Birliğini, Çin'i ve İngiltere başta olmak üzere bazı batılı devletleri son derece rahatsız etmişti. Sovyetler Birliği kendi sınırlarında bağımsız bir Türk Devletinin Sovyet Rus esareti altındaki Türk topluluklarına (Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan, Türkmenistan-Tacikistan vs.) uyarıcı bir mesaj ve kötü bir misal olacağı endişesi ile telaşa kapılmıştı.
 

12 Kasım 1933'de kurulan "Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti Devleti'nin kabine üyeleri tarafından ilk olarak Türkiye Cumhuriyetine müjdelenmesinin birinci sebebi; Doğu Türkistan halkının ve hükümet üyelerinin binlerce kilo metrelik mesafede olmasına rağmen "bize ne yararı dokunacak" kaygısı taşımadan Anadolu Türklüğüne olan sevgisi ve bir gönül köprüsü tesis etmek istemesidir İkinci sebebi; dünyada Osmanlı devletinin son dönemlerinden itibaren devam ede gelen bir Türk-İslâm düşmanlığına karşı Türkiye Türkleri ile Doğu Türkistan Türklüğünün dünya devletlerine yönelik bir birliktelik mesajı vermek istemeleridir. Sayısız şehitler verilerek bir dünya devine karşı kazanılan zaferin sonunda kurulan "Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti Devleti"nin Türkiye'ye haber verilmesi karşısında Türkiye yetkililerinin "Rusya ve Çin ile iyi geçinin" cevabı vermesi anlaşılabilir ve kardeşçe bir tavır olamazdı. Peki Türkiye'yi böyle bir tavır sergilemeye mecbur eden durum ne olabilirdi?

Doğu Türkistan Devletinin kuruluşundan herhangi bir şaibe ya da Türkiye'yi rahatsız eden bir olumsuzluk yoktu. Çin emperyalizmine karşı milli bir mücadele sonunda kan ve can verilerek kurulan bu devletin; Anadolu Türklerinin yedi düvele karşı kan ve can vererek kurmuş olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletinden hiçbir farkı yoktu. Doğu Türkistan halkının ve kabine üyelerinin halet-i ruhiyesini en iyi anlayan ülke Türkiye olmalı idi.

O dönemlerde Türkiye'nin Sovyetler Birliği ile münasebetleri de gurur duyulabilecek düzeyde değildi. Çin ile Türkiye arasında ise ciddî anlamda bir ilişki henüz başlamamıştı...

dou turkistan bayrağıDoğu Türkistan devletinin, bir ülkenin bağımsız olduğunun ifadesi olan bütün sembolleri mevcuttu parası, bayrağı (mavi zemin üzerine beyaz ay-yıldızlı Gökbayrak) ve uluslararası seyahatlerde kullanılan pasaportu vardı. Daha açık olarak ifade etmek gerekirse tam anlamı ile meşru bir devletti. Dünyadaki Türk-İslâm düşmanı devletlerin Orta Asya bölgesinde kurulan ve Türk dünyasının bir ileri karakolu konumundaki "Doğu Türkistan İslâm Cumhuriyeti"ni tanımak istemeyişini normal karşılayabiliriz. Fakat; din, dil, örf, adet gelenek-görenek ve soy birliği bulunan Türkiye'nin Doğu Türkistan devletine soğuk davranması anlaşılabilir değildir.

Türkiye dahil dünyanın hiçbir İslâm ülkesin den zerre kadar bir yakınlık ve destek bulamayan Doğu Türkistan Devleti, Rus ve Çin işbirliği sonunda yıkıldı. Haktan, hukuktan, insanlıktan, demokrasiden, insan haklarından söz eden dünya devletleri aradan geçen yıllarda zulüm sürecinin sonunda dahi popülist söylemlerle tabir yerinde ise mangalda kül bırakmayan duruşları ile Doğu Türkistan'a olan mesafelerini korumaktadırlar.
 Şurası çok iyi bilinmelidir ki;

Tam bağımsız bir Doğu Türkistan devleti yeniden kurulmadıkça Batı Türkistan Türk Cumhuriyetlerinin mevcut bağımsızlıkları hiçbir zaman tehlike ve tehditlerden emin olamayacaktır.

 

Mehmet Emin Batur12-13Kasım 2003 Kayseri Gündem

hurgokbayrak.com

 

 

DOĞU TÜRKİSTAN TARİHİNDE KURULAN

TÜRK DEVLETLERİ

1944 Doğu Türkistan Cumhuriyeti 


 

Alihan Töre

Milliyetçi Çin dahil olmak üzere, Doğu Türkistan'ın bütün dış âlemle ilgisini kesen Sovyet-Rus kuvvetleri, Doğu Türkistan'ı fiilen işgal ve tahakkümü altına aldı. Süratle iktidara geçirdiği general Şin-Sı-Say vasıtasıyla Doğu Türkistan'da tedhiş rejimi kurarak, büyük bir temizlik ve sosyalizasyon hareketine girişti. Bu durum 1933-1934 senesinden 1943 senesine kadar fasılasız devam etti. ikinci dünya harbinde Hitler'in ordularının süratle ilerleyerek Moskova'nın yakınlarına kadar sokulduğu bir sırada o zamana kadar Ruslar'ın emellerine sadakatle hizmet etmiş ve Rus müşavirlerinin verdiği her emri kayıtsız şartsız yerine getirmiş bulunan Şin-Sı-Say zuhur eden bu fırsattan faydalanarak gizlice Mareşal Çang-Kay-Şek hükûmetiyle anlaştı. Ve 1943'te Çin kuvvetleri Doğu Türkistan'a girdi. Milliyetçi Çin hükûmeti General Şin-Şi-Say'ı geri çekti, yerine merkezden general U-Cing-Şin'i umumî vali olarak Urümçi'ye gönderdi.
Hürriyet ve istiklal mücadelesinden yılmayan Doğu Türkistan Türkleri 1944'de İli bölgesinde Milliyetçi Çin kuvvetlerine karşı yeniden ayaklandılar. Bu sırada Rus-Alman harbi de yavaşlamış, hatta Rusların lehine gelişmeye başlamıştı. Doğu Türkistan işlerine müdahale fırsatı kollayan Rsular başlangıçta İli bölgesi milliyetçilerine yardım ettiler. Böylelikle îli bölgesi havzasında merkezi Kulca olmak üzere, Tarbagatay ve Altay vilayetlerinden müteşekkil müstakil "DOĞU TÜRKİSTAN CUMHURİYET DEVLETİ" kuruldu. Ve 1944 Ekiminde resmen ilân edildi. İkinci defa istiklâline kavuşan Doğu Türkistan Türklerinin kurduğu bu devletin kurucuları ve hükûmet erkânı şu değerli kimselerden ibaret idi.

 


1- Reisicumhur.................. Ali Han Töre
2- Reisicumhur Muavini.... Hekim Han Hoca Beğ
3- Genel Sekreter.............. Abdürrauf
4- Maliye Nazırı................  Enver Musabay
5- Maarif Nazırı................. Seyfeddin Azizi
6- Adliye Nazırı.................. Mehmed Can Mahdum

Sadece üç vilâyete münhasır küçük bir devlet olmasına rağmen, Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin tek başına Milliyetçi Çin orduları ile savaşarak bu orduları mağlûp ve perişan etmesi, ayrıca Rus esaretindeki Türk ülkelerine ve hususiyle bitişik Batı Türkistan'a karşı kötü emsal teşkil edebileceği kaygısı, Ruslarda korku ve endişe yarattığından Sovyet-Rusya türlü entrikalarla millî hükûmeti, Çang-Kay-Şek hükûmetiyle sulh yapmaya zorladılar.

hurgokbayrak.com

 

DOĞU TÜRKİSTAN TARİHİNDE KURULAN

TÜRK DEVLETLERİ

 

1947 Doğu Türkistan Mahallî Hükûmeti

 

 

Dr. Mesut Sabri Baykozu

İsa Yusuf Alptekin

Mehmet Emin Buğra

Ahmet Can Kasimi


Canım Han Hacım

Doğu Türkistan Milli Hükûmeti ile Gulca'daki görüşmeler için, Mareşal Çan Kay-şek, general Cang Ci-Cung'u delegasyon başkanı olarak tayin etti. Cang, Çin Hükûmeti ile Doğu Türkistan Hükûmeti arasında yapılacak olan görüşmelerin şekli hususunda Sovyetler Birliği başkonsolosuna danışmak üzere 15. 5. 1945'de Urümçi'ye geldi. Te- maslarını tamamlayarak Çungking'e döndü. Daha sonra 14. 10. 1945'de Çin ve Doğu Türkistanlı delegasyonlar arasında Urümçi'de görüşmelere başlandı. Burada, Doğu Türkistan Milli Cumhuriyeti delegasyon başkanı Ahmedcan Kasimi'nin, Sovyetler Birliği'nin bir ajanı olduğu meydana çıktı. Bu şahıs, görüşmelerin seyri hakkında sürekli olarak Sovyet baş- konsolosunu haberdar ed!yordu. Delegasyon, sadece siyasi talepleri olmadığını, bilakis ili, Altay ve Tarbagatay bölgelerinin bundan böyle de Sovyetler Birliği 'nin himayesinde kalmasını talep ettiğini açıkladı.
Uzun görüşmelerden sonra, nihayet, Çin ve Doğu Türkistan hükümetleri arasında 12. 7 .1946'da 12 maddelik bir antlaşma imzalandı. Bu hususlarda da mutabakata varıldı:
1-Türkistan Hükûmeti, 15'i Doğu Türkistanlı ve 10'u Çinli olmak üzere 25 kişiden kurulacaktır ,
2-Mahalli idare makamları, yerli halk tarafından işgal edilecektir,
3-Parlamento serbest seçimler esasına göre teşkil edilecektir;
4-Bütün tutuklular serbest bırakılacaktır ,'
5-Türk ve Çin dilleri resmi dil olarak geçerlidir ,' Öğretim dili Türkçe'dir ;
6-Doğu Türkistan'ın yeni Hükûmeti,' İli, Altay ve Tarbagatay bölgelerine yerleştirmek için 12,000 asker gönderecektir,'
7- Doğu Türkistan; hiç şüphesiz kültürel, iktisadi ve iç siyaseti bakımından özel hakları mahfuz kalmak şartı ile Çin Devleti'ne bağlı kalacaktır.

 

Doğu Türkistan Hükûmeti'nin kuruluşu süresi içinde, Doğu Türkistan Cumhuriyeti'nin devlet başkanı Ali Han Töre, esrarengiz bir surette ortadan kayboldu.

Temmuz 1946'da yukarıda beyan edilen uzlaşma gereğince, Genel Vali U.Cung-Şin'in önderliğinde yeni bir hükûmet kuruldu. Sovyet ajanı Ahmedcan Kasimi, başbakan vekili oldu. 25 kişilik hükûmet üyeleri arasında, amaçları zamanla Doğu Türkistan'a bağımsızlık temin etmek olan milliyetçi çevrelerden 7 ki§i bulunuyordu. Geri kalan üyeler, Çin (kuşkusuz azınlıkta) ve Rus taraftarı idiler. Rus ajanları Seyfüddin Azizov, Rahimcan Sabirov ve Abdülkerim Abbasov hükümette de önemli mevkiler almışlardı.

Kasimi, Doğu Türkistan'da siyasi sahada açıkça Sovyet siyasi görüşünü takip ediyordu. Fakat, Osman Batur ve Ali Beğ Rahim, U Cung-Şin ve Kasımı idaresindeki Hükûmeti tanımadılar. Çinliler ve Ruslara karşı mücadelelerine devam ettiler .Bu yüzden, Çin Merkezi Hükûmeti, yeni tedbirler almaya mecbur kaldı. 1947'nin başlarında bu hükûmet, ilk defa olarak üç Türkistanlıyı: Dr. Mesud Sabri'yi (1887 -1952) "Genel Vali", İsa Yusuf Alptekin'i "Hükûmet Genel Sekreteri"" ve Canım Han Hacı'yı "Maliye Bakanı"" olarak tayin etti. Bir Türkistanlıyı Genel Vali olarak tayin etmek, Çin ve Doğu Türkistan tarihinde yeni bir görünüş idi. Bu şartlar altında bu üç milliyetçi Türkistanlı, hükûmet mekanizmasından Sovyet taraftarı olanları temizlemekle işe başladılar. Kasımı ve arkadaşları İli Bölgesi'ne kaçmak zorunda kaldılar. Bir milliyetçinin "Vali"" olarak tayin edilmesi, Rusları şaşkına döndürdü. Komünistler şimdi İli Bölgesi'ndeki komünist taraftarlarının yardımı ile Çinlilere karşı mücadeleye başlamak teşebbüsünde bulundular. Bunun için, bilhassa komünistlerin Güney Çin'de devam edip giden başarılarını istismar ettiler. Altay Bölgesi'nde Sovyetler , volfram ve altın ocaklarını askerlerin yardımı ile işletmeye başladılar. Osman Batur, Rusların böyle bir icraatına mani olamadı. Osman Batur'un kontrolünde olan Altay'ın ayaklanma mahallerini, Rus ve Moğol hava kuvvetleri bombaladı. Bu şartlar altında Osman Batur, Ruslara karşı Çinlilerin yardımına başvurdu. 18. 5. 1947'de Urümçi Hükûmeti ile Osman Batur arasında, Rusları Altay, İli ve Tarbağatay bölgelerinden atmak için, Çinlilerin Osman Batur'un ve Ali Beğ Rahim'in birliklerine silah vermeleri hususunda anlaşmaya varıldı. Lakin, Çin Hükûmeti'nin kendi komünistleri ile bile mücadelesi ümitsiz bir duruma düşünce, silah sevkıyatı durdu ve Osman Batur ile Ali Beğ Rahim'in, Rusları bu bölgelerden atmak gayretleri etkisiz kaldı. Çin komünistleri, Doğu Türkistan'da dahi, büyük bir nüfuza erişebildiler. Burada, ocak 1948'den beri "Barışı ve Demokrasiyi Koruma Cemiyeti)" çalışmakta idi. Diğer yandan güçlü yeni Vali Sabri'nin Doğu Türkistan'ı tedricen Çin'den ayırmak istemesinden, Çin Hükûmeti endişe ediyordu.

1.1.1949'da Sabri vazifesinden alındı; kendisine teklif edilen İran büyükelçiliği görevini reddetti. Vatanında kalan Sabri, 5 nisan l95l'de komünist idareciler tarafından tutuklandı. Onun yerine, Doğu Türkistan Genel Valisi olarak bir Sovyet vatandaşı olan ve Doğu Türkistan'da Sovyet propagandasının koordinatörü olarak gizli çalışmış bulunan Burhan Şehidi tayin edildi. Çin generali Cang "Genel Sekreter","Türkistanlı Muhammed Emin Buğra ise (Genel Vali Vekili)oldu. Şahidi, şimdi bir yandan Çinlileri teskin etmeye çalışmak, fakat diğer yandan Doğu Türkistan'daki gelişmeler hakkında Urumçi'deki Sovyet başkonsolosu vasıtasıyla Rusları haberdar etmek suretiyle, iki yüzlü bir siyaset yürütmeğe başladı.
Şahidi, Genel Vali olduktan sonra Ruslar, Doğu Türkistan'daki iktisadi menfaatlerini bir antlaşma ile tasdik ettirmek istiyorlardı.

10. 2. 1949'da Sovyet temsilcisi ile Çin Hükûmeti arasında Urumçi'de, ticari müzakerelere başlandı. Sovyetler, aşağıdaki taleplerde bulundular:
1. Ticaret temsilcilerinin, özel ticaret erbabı ile serbest alış-veriş yapma hakkına sahip olması;
2. Gümrük vergilerinin dahili ticaret vergileri ile aynı tutulması;
3. Doğu Türkistanlı ticaret erbabının doğrudan doğruya Sovyet ticaret mümessillikleri ile alış-veriş yapabilmesi;
4 Ticaret antlaşmalarının üç yıl için tanzim edilmesi;
Sonra, petrol ve yeraltı zenginliklerinin işletilmesi için 50 yıllık bir antlaşma arzusunu da ileri sürdüler. Bundan başka, Alma - Ata
- Urumçi - Kumul (Hami) ve Nanking arasında bir hava yolu antlaş ması sunuldu. Ruslar, isteklerinde çok ısrar ettiler. Bunun için 12. 4. 1949'da sadece hava yolu hususundaki antlaşma imzalandı; di ğer meseleler üzerinde görüşmelere devam edildi. 10. 6. 1949'da iki ta raf arasındaki görüşmeler durduruldu.

Aynı zamanda, Milliyetçi Çin'in de, Doğu Türkistan'daki hakimiyetinin sonu yaklaşıyordu. 10. 8. 1949'da Urumçi Sovyet başkonsolosu Aleksander Semilov, Doğu Türkistan'daki Milliyetçi Çin askeri birliklerinin komutanı Tao Si-Yu'ya, Kuzey Batı Çin komünistleri komutanı Pin Ti-Hua'nın askeri iktidarı kendisine devretmesini talebeden bir muhtırasını verdi.

26.9. 1949'da Genel Vali Burhan Şehidi ve kumandan Tao anlaşma senedini imzaladılar Uzun yıllardan beri Sovyetler için çalışmış İli Bölgesi'nde Sovyet taraftarları Ahmedcan Kasimi, İshak Beğ; Abdülkerim Abbas ve Delil Han, Doğu Türkistan'daki Komünist Çin hakimiyetini tanımaktan kaçındılar. Çünkü, kendileri bir hükümet kurmak ümidinde idiler Bunlar, 15 8 1949'da Alma - Ata'ya davet edildiler Fakat, 17 ağustosta Moskova ve Pekin radyoları, bu şahısların Mao Tse tung'un iktidarı teslim alışını tebrik etmek için Pekin'e doğru uçmakta olduklarını, l uçağın düşmesiyle canlarını kaybettiklerini bildiriyorlardı.29 9 194 da Çin komünistleri Urumçi'de ele geçirdiler Burhan Şehidi, komünistlerin valisi olarak görevlendirildi.

1946 senesinde iki hükûmet temsilcileri arasında varılan bir antlaşma neticesinde, müstakil Doğu Türkistan Cumhuriyeti feshedilerek, Milliyetçi Çin ile müştereken bir koalisyon hükümeti kurulması kararlaştırıldı. Sovyet Rusya böyle bir antlaşmayı imzalamayı reddeden Reisicumhur Ali Han Töre'yi bir gece tuzağa düşürerek Rusya'ya kaçırdılar ve yerine kendi piyonlarım (taraftarlarını) geçirdiler.

Kulca antlaşması diye tarihe geçen bu antlaşma gereğince kurulan müşterek koalisyon hükümetin de şu kimseler vardı.


1- Umumi Vali: Doğu Türkistan'daki Milliyetçi Çin orduları başkumandanı general Ciang-Ci-Cung.

(1947'den itibaren Dr. Mesut Sabri Baykozu)
2- Genel Sekreter: Lu-Ming-Cung.

(1947'den itibaren İsa Yusuf Alptekin
3- Umumi vali birinci muavini: Ahmet Can Kasimi
4- Umumi Vali İkinci Muavini: Burhan Şehidi

(1947'den itibaren Mehmet Emin Buğra)
5- Dahiliye Nazırı: Celaleddin Wang
6- Dahiliye Nazır Muavini: Rahim Can Sabir
7- Sıhhiye Nazırı: Delil Han
8- Nafia Nazırı: Mehmet Emin Buğra
9- Maarif Nazırı: Say-Zung-Şen
10- Maarif Nazırı Muavini: Seyfeddin Azizi
11- Maliye Nazırı: Canım Han Hacım

Bu hükümet komünist Çin kuvvetlerinin, 13 Kasım 1949 tarihinde, Doğu Türkistan'ın hudut şehri Kumul'a girdikleri tarihe kadar devam etti.

Sonuç olarak, bütün dünya devletlerinin seyirci kalması neticesinde Rus ve Çin gibi iki büyük düşmana karşı verilen mücadeleler yeterli olmamış, Doğu Türkistanlı mücahitlerin hiçbir yerden destek alamamaları sonucu 13 Ekim 1949 tarihinde Komünist Çin tarafından işgal edilmiştir. Doğu Türkistan'ın işgalinden günümüze kadar 53 yıl geçmiş bu arada milyonlarca insanını şehid veren Doğu Türkistan halkı asla mücadelesinden vazgeçmemiştir. Çinli işgalciler bütün insanlık dışı uygulamalarına ve katliamlarına rağmen Doğu Türkistan'ı tam olarak teslim alamamışlardır. Hiçbir zaman da alamayacaklardır. Çünkü; Doğu Türkistan'da her alanda "İstiklâl Savaşı" devam ediyor.

 

Kaynak:

           1- RUSYA VE ÇİN ARASINDA TÜRKİSTAN - Baymirza Hayıt

           2- TUTSAK DOĞU TÜRKİSTAN'DA BİTMEYEN ÇİN MEZALİMİ
               Kâzım GÜLTEPE - SAYI 408 TÜRK KÜLTÜRÜ YIL XXXV

hurgokbayrak.com

 

uygurlar dogu turkıstan





 

 



DOĞU TÜRKİSTAN TARİHİNDE KURULAN TÜRK DEVLETLERİ

1863  Doğu Türkistan Cumhuriyeti

(Yakuphan Ba-Devlet Devleti)

 

1862-1863 senelerinde Doğu Türkistan'da çıkan millî ihtilâllerde bütün Çinliler imha edilerek Kuçar, Yarkent Kaşgar ve İli'de birer şehir devleti kuruldu. 1863'te devletinin reisi (askerî kumandan) Yakup Han iktidarı ele geçirerek îli şehir devleti müstesna bütün bu devletçikleri birleştirdi. Kaşgar merkez olmak üzere "Ba-Devlet" adıyla kuvvetli bir merkezî idare kurmaya muvaffak oldu.

Ba-Devleti'ni İngiltere, Rusya ve Osmanlı İmparatorluğu resmen tanıdı. Yakup Han bu devletlerle siyasî münasebetler kurdu. Ticarî antlaşmalar akdetti. Orta Asya'da büyük bir nüfuz rekabetine giren İngiltere ve Rusya Yakup Han'ı kendi taraflarına çekebilmek için büyük gayretler sarf ettiler, Buna rağmen Yakup Han hiçbir teşebbüste bulunmayan Osmanlı İmparatorluğuna tabi olmayı tercih etti. Bu maksatla yeğenini fevkalâde salahiyetlerle hususî mümessil olarak İstanbul'a gönderdi ve Sultan Abdülaziz'e resmen biat etti.

Sultan Abdülaziz bu biati kabul ederek Kolağası Kâzım ve İsmail efendilerin başkanlığındaki askeri bir talim heyetini büyük ve kıymetli hediyelerle Kaşgar'a gönderdi. Yakup Han, Sultan Abdülaziz Han namına Doğu Türkistan'ın bütün cami ve mescitlerinde hutbeler okuttu ve sikkeler bastırdı. Fakat Doğu Türkistan devleti ancak 1876 senesine kadar yani 13 sene devam edebildi.

1863 yılında kurulan "Doğu Türkistan Cumhuriyeti"nin kurucusu Bedevlet Yakuphan kurulan bu devletle, zamanın Osmanlı hükümdarı Sultan Abdulazizhan'a açıkça bağlılık bildirmiş, adına para bastırmış ve hutbe okutmuştur. O zamanlar Osmanlı devleti de "Doğu Türkistan Cumhuriyeti" devletini devlet olarak tanımış, para ve silah yardımında bulunmuş, Osmanlı subaylarından göndererek Doğu Türkistan ordusunun eğitilmesini sağlamıştır.

Daha sonraları Osmanlı devletinin de giderek zayıflaması sonucunda Doğu Türkistan Cumhuriyetine verilen destek giderek azalmış ve bu durumu fırsat bilen Çinliler İngiltere ve Rusya'nın da desteğini alarak Osmanlı devletinden intikam alırcasına bir işbirliği ile 14 yıl boyunca bağımsız bir devlet olarak ayakta kalmış olan "Doğu Türkistan Cumhuriyeti" devletini 1878 yılında yıkmışlardır…
          Tarih sayfaları dünyada bir çok devletlerin kurulduğu ve yıkıldığı ile ilgili hadiselerle doludur. O zamanlar Özellikle de kuzeyinde Sovyetler Birliği, doğusunda da Çin gibi iki emperyalistin kıskacında olan ve dünyada bağımsız bir Türk devletinin varlığına hiçbir zaman tahammül edemeyen İngiltere'nin de dolaylı entrikalarına maruz kalan Doğu Türkistan Cumhuriyet'leri(1863-1878, 12.11.1933, 1944 ve 1947 Doğu Türkistan mahalli hükümeti) ne yazık ki şer güçlerin işbirliği ile yıkılmıştır…
          Bu yıkılış Allah'ın izni ile ebedi bir yıkılış olmayacak ve yakın zamanda tam bağımsız bir Doğu Türkistan Devleti yeniden kurulacaktır. Buna bütün kalbimizle inanıyoruz…

hurgokbayrak.com


Doğu Türkistan-Uygur Siteleri:

www.doguturkistanvakfi.org

www.gokbayrak.com

www.hurgokbayrak.com

www.istiklalgazetesi.com.tr

www.maariponline.org

www.uyghurinfo.com

www.uygur.org

www.uyghuramerican.org

uygur gif 

 

 


 

markalife

Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol